Genel

Geleceğin ev aletleri: Yapay zekalı, sesle komuta edilen, akıllı uygulamalı

Evinizdeki fırın, çamaşır veya bulaşık makinesi, Endüstri 4.0‘ın konuşulduğu zamandan bu yana, artık sadece ev aletleri değil. Giderek akıllanan bu aletler dijital dünya sayesinde başka ev veya mobil cihazlara bağlanarak birbirleriyle konuşmak, böylece insanın hayatını daha da kolaylaştırmak, değer katmak amacı taşıyor. Birbirine akıllı araçlarla bağlanabilen bu aletleri tasarlamak farklı bilim ve iş alanlarının da tasarımcılarla işbirliği yapmasına neden oluyor. Bir ürünün tasarlanmasını şekillendirmek üzere nörobilimden yardım alan tasarımcılar, ürünle ilgili söz gelimi ne zaman piyasaya çıkması gerektiğiyle ilgili kritik bir kararın alınması için martech‘e (pazarlama teknolojisi) ve ürünün dijital uygulamayla kullanılması içinse üretim teknolojilerine başvuruyor.
Anlayacağınız tasarımdan ürüne dönüşen bu süreç, oldukça zor. Ama bir o kadar da keyifli. Her şeyden önemlisiyse bu süreç biz kullanıcılar için yeni… Arçelik Endüstriyel Tasarım Direktörü Serdal Korkut Avcı ile dijitalleşmeyle birlikte bu yeni sürecin nasıl geliştiğini konuştuk.

Avcı, tasarımda yerel-bölgesel farklılıkları şöyle anlattı: “Bölgesel tasarımlar var. Kuzey ve Güney Avrupa ekolleriyle ciddi yarışmak üzere gelen bir Uzakdoğu var ve çok kuvvetliler, çok hızlılar. Eskiden ‘Çin malı der’, burun kıvırırdık ama büyük markalar üretim ve üretim kalitesi adına tasarım adına ülkede büyük yatırımlar ve girişimler yaptıkça resim değişti. Çin’de bugün 1500’ü aşkın dizayn okulu var. Eskisi kadar ucuz değil lokal ve yetenekli, özgün tasarımcı bulmak bugün Çin’de. Avrupa’da tasarımcı kaynakları temininden dahi daha pahalıya gelebiliyor. Avrupa temelli, tasarım anlayışı olarak bu kültürde gelişmiş bazı tasarım stüdyoları da gidip orada lokal stüdyolar kurdular. Ama orada aradığınız kalitede hem merak eden hem yeteneği olan hem işi sahiplenen tasarımcı yakalamak ve daha önemlisi onu Uzakdoğu’da kadronuzda tutmak çok zor. Çünkü hemen farklı imkanları değerlendirmek istiyorlar. Diğer yandan çıkan işin kalitesi de baskın olmaya başladı. Bugün Çin pazarında ve genelde bölge pazarlarında biraz daha farklı bir müşteri algısı var, şu anda bu pazarlar tam doymuş olmadığı için para orada dönüyor. Avrupa biraz daha farklı bir bilince gelmiş olduğu için şu anda Avrupa’da iyi olan, premium olan, çevreye daha az zarar veren, daha sade olan, daha fonksiyonel olan, işini yapan ürün derken, diğer pazarlarda ürünler biraz daha şaşalı ve cafcaflı. Bu, prim yapıyor. Bizim stüdyomuz genelde daha Batılı ve Kuzey Avrupa algısına yakın, sadelik içeren bir tasarım anlayışında. Ama, bu dayatma değil tabii, her pazar için veri toplayıp ona göre ürün tasarlıyoruz. Yeni bir ürün yapacaksak kendi içimizde içselleştirmemiz gereken şeyler var. Bugün tasarım merkezindeki arkadaşlar minimum bir-iki sene sonranın tasarımına çalışıyor. Bunları olgunlaştırdıktan sonra ekiplere anlatıyoruz. Bazen ‘Buna sonra bakalım’a dönüşüyor olay. Bazen bunlar rafa kalkabiliyor” diye konuşuyor.

NESNELERİN YAPAY ZEKASI

Bilimin gelişmesiyle ürün tasarımlarının da verilere dayalı şekillendiğinin altını çizen Serdal Korkut Avcı, “Pazarlamada kullanılan ‘nöro göz takibi’ diye bir yöntem var. Bu teknolojide beyin dalgalarını algılayan bir EEG cihazı kullanıcının kafasına takılıyor. Eşzamanlı çalışan bir gözlük var, gözlük de gözbebeğinize bakıyor, mimiklerinizi kaydediyor. Kullanıcıya bir görev veriliyor. O görevi yaparken kullanım ara yüzünde nerelere bakıyor? Hangi noktaya kaç saniye baktı? Bilinç seviyesinde vereceği yorumların dışında, insani olarak verdiği reaksiyonları bilinçaltında yakalayıp, insanların rahat bir şekilde kullanabilecekleri şekilde basite indirmeye çalışıyoruz.
Bence tasarım kesinlikle bu verilere dayalı yönünde ilerleyecek. Veriyi sürekli toplayan ve kişilerin alışkanlıklarını yapay zeka yardımıyla sürekli öğrenen sistemler kullanıyoruz artık. Benim görüşüm IoT (Nesnelerin Interneti), zamanla AIoT (AI of Things- Nesnelerin yapay zekası) ye doğru dönüşecek iş”
diye konuştu.

ÖZELLİKLER AKILLI ARAÇLARDA

Şu anda ekranı rakiplerinden farklı olarak daha sade olan dijital fırın üzerinde çalıştıklarını, bu fırının akıllı araçtan kontrol edilebilen 150 programa sahip olacağını belirten Avcı, “Fırının ekranın içini de sadeleştirmeye çalışıyoruz çünkü insanlar bir ekrana, ürüne baktıklarında, ara yüzüne baktıklarında oradaki kalabalıklığı görünce geri çekiliyorlar. Gittik şeflerle konuştuk. Onlar da aynı görüşte. ‘Fırın 14 programlı fırının olmasın ama sana akıllı araçtan kontrol edebildiğin 150 programlı fırın veriyorum’ fikrini yarattık. Bunu ilgili yurtdışındaki iştiraklerimiz ve satış yapacak arkadaşlarımıza gösterdiğimizde “Biz bunu istiyoruz ” dediler. Bizim ayrıca yaratmaya çalıştığımız bir ekosistem var. Adı, HomeWhiz. HomeWhiz‘in zannediyorum üçüncü versiyonu bu sene sonunda veya gelecek senenin başında piyasada olacak. İlk çıkardığımızda ev eşyalarını uzaktan ev içerisinde kontrol etmek konseptiyle bağlantılı uygulamalar kullanmak üzere çıkarmıştık. Ama teknoloji o kadar süratle gelişiyor ki bağlantıyı dışarıdan da yapabiliyor olmak lazım. Dolayısıyla ışık, lamba, hava, havanın kalitesi, güvenlik konuları da devreye girince Gateway diye bir projeye dönüştü olay. Gateway, HomeWhiz’in içerisinde çalışan akıllı eve dönüştürdü olayı”.

Arçelik Endüstriyel Tasarım Direktörü Serdal Korkut Avcı

İLK YERLİ BULAŞIK MAKİNESİNİ TASARLADI

Serdal Korkut Avcı, Arçelik‘te 1993’te Ar-Ge Tasarım Mühendisi olarak göreve başladı. Ardından Bulaşık Makinesi Ürün Geliştirme Yöneticisi olarak Türkiye’nin ilk yerli üretim bulaşık makinesi Turkuaz‘ı tasarlayan Avcı, ilerleyen yıllarda Arçelik‘ten ayrılarak yurtdışında kendi tasarım şirketini kurdu. Avcı, 2009’da Arçelik‘in Endüstriyel Tasarım ekibinin basına geçmiş ve 2015 yılından itibaren Arçelik Endüstriyel Tasarım Direktörü olarak görev yapıyor.

TREND YAPAY ZEKA VE SESLİ ASİSTANLARA KAYIYOR

Arçelik Endüstriyel Tasarım Direktörü Serdal Korkut Avcı:

“Trendler içerisinde bu sene en önemli konulardan bir tanesi sınırlı veya daha geniş çaplı yapay zeka sistemleri… Birtakım programlar kuruyorsunuz, o programları nasıl verdiğiniz önemli ama belki pamuklu programı 45 derecede 1000 RPM’de sıkacağım demek yerine, ‘Benim şu tarz bir kumaşım var, az kirli ve su seviyede kuru çıksın istiyorum’ demek başka bir şey. Kullanıcıları ikna etmek için zorluk çektiğimiz farklı kullanım deneyimi… Kullanıcı deneyimi ve testlerden yola çıkarak, çamaşır makinesinde iki tane programın kullanıldığını görüyoruz. Kirlilik seviyesini belirtip, bir de kuruluk seviyesi talep ediyorsunuz ve enerjiyi de daha az harca diyorsunuz. Ama henüz böyle bir ürün pazarda yok algılar alışkanlıklar ile şekilleniyor henüz.
Diğer yandan önümüzdeki dönemin biraz ses kontrolünün baskın olacağı bir dünyaya doğru gittiğini düşünüyorum. Biz bu alanda Amazon ve Google çok dominant oyuncularla işbirliği yapıyoruz. Öte yandan bu ara cihazların ileride yok olacağını düşünüyorum. Bunun yerini, bir akıllı cihaz üzerinde çalışabilen, Samsung‘un da üzerinde çalıştığı gibi, ürün elektronik sistem ağında olan, Bixby gibi sanal asistanların alacağını tahmin ediyorum. Bixby‘le Samsung şu anda mutfağa girdiğinde fırını kontrol edebiliyor. Biz de Amazon Fire TV diye bir servis sunduk bu yıl. Bir tek Türkiye’de ve Avrupa’da Grundig‘le anlaşma yaptı Amazon. Türkiye pazarı ve Almanya pazarı için. Amazon Fire TV, ekstra başka bir cihaz olmadan doğrudan televizyonla konuşarak komut verebiliyorsunuz.”

TÜRK SENSÖR GELİŞTİRİCİLERİNİ DESTEKLİYORUZ

Arçelik Endüstriyel Tasarım Direktörü Serdal Korkut Avcı:

“Sensör teknolojisine her anlamada ciddi soyunuyoruz. Sadece teknolojiyi değil, bu konuda geliştirme kaynağı olacak insana yatırım da yapmak önemli. Sensör teknolojisini geliştirebilecek elektronik tasarım temeli olan arkadaşlarımıza önemli yatırım yapıyoruz. Üretim teknolojilerinde de destek alıyoruz. Biz ev ortamında hayatı kolaylaştıracak urun ve servislerin tasarımını yapıyoruz. Ancak yaptığımız herhangi bir ürünün uygulaması olması gerekiyor. Bu ürünün üzerindeki dijital ortamların kullanım senaryolarını tasarlayan farklı kaynakları değerlendiriyoruz. Bu konuda bir yerli, iki yabancı firma ile iş birlikleri de yapıyoruz. Yurtiçinde Sherpa ile çalışıyoruz. “

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close