Genel
Koronavirüste doktorun işini kolaylaştıran öngörü

Dünyanın en ileri teknolojisi olarak kabul edilen yapay zeka, son süratle koronavirüs (Covid-19) salgının yol açtığı sorunları cevap aramaya çalışıyor. Bu noktada başta teknolojiye öncülük eden ülkelerde olmak üzere pek çok kıtada veri ile yapay zekayı buluşturan şirket ve start-uplar, salgınla mücadelede yarışa girdi.
İnsan yararına olan bu yarışta sadece şirketler yok. Biliminsanları da birikimlerini faydaya dönüştürmeye çabalıyor. Son olarak geçen hafta ABD’li ve Çinli biliminsanları, koronavirüsü yeni kapan ciddi bir akciğer sorunu yaşayıp yaşamayacağını öngörebilen bir yapay zeka algoritması geliştirdiklerini açıkladı.
Araştırmaya ilişkin makaleyle ilgili bilgi veren New York Üniversitesi Grossman Tıp Fakültesi‘nden Prof. Dr. Megan Coffee, algoritmanın sağlık personeline bir hastaya öncelik verilip verilmeyeceği konusunda yardımcı olduğunu belirtiyor. Makalenin yazarlarından olan Coffee, Covid-19′un yol açtığı en büyük hayati sorunlardan biri olan “akut nefes alma sendromuna” neden olan birkaç göstergenin tespit edildiğinden ve geliştirilen algoritmanın bu göstergelerle eğitilerek doktorlara hayati ve vicdani açıdan büyük bir rahatlık sağladığından bahsediyor. Zira bu sendroma sahip olan Covid-19 hastalarının akciğerlerinin sıvıyla dolduğu ve bu kişilerin yüzde 50’sine yakınının hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Aralık ayından bu yana yaşanan ölümlerde doktorların bu duruma müdahale etmekte zorlandığı, hatta doktorların kabaca verilere dayanarak hasta seçimi yapmak zorunda kaldığı biliniyor.
ÜÇ GÖSTERGE

ABD’li ekip ile Çinli biliminsanlarını biraraya getiren çalışmada, Çin‘in Venzhu kentindeki iki hastanede kalan 53 koronavirüs hastasından elde edilen verilerden yola çıkılarak, akut nefes alma sendromuna neden olan üç gösterge şöyle belirlenmiş: karaciğer “alanin aminotransferaz” (ALT) enzim seviyesi, kayda geçen ağrılar ve hemoglobin seviyeleri. Algoritmanın bu göstergelere bakarak hastanın bu sendroma girme riskini yüzde 80 oranla tahmin edebildiği ifade ediliyor.
Covid-19 salgını son haftalarda önce Avrupa’yı geçen haftadaysa ABD’yi merkez üssü edinerek ne kadar hızla yayılabileceğini göstermiş durumda. Salgının ilk haftalarında bu köşeden da soruşturduğumuz, “Yapay zeka yeni vakaların bulunmasına yardımcı olacak mı?” veya “Normalde 2-4 yıl süren ilaç geliştirme sürecini öne çekecek mi?” sorularını aradan geçen zamana dayanarak tekrar soralım.

ABD’deki HealthMap isimli küresel hastalıkları izleme platformuyla işbirliği içinde olan Northeastern Üniversitesi‘nden bilgisayar mühendisi Clark Freifeld, salgının izini sürmekte ne kadar başarılı olduğu sorusunun hala ucu açık olduğunu belirtiyor. “Evet sinyalleri erkenden alabildik ancak tanımlanmamış bir solunum sorunun gerçekten ciddi bir duruma karşılık geldiğini söylemek çok zor” sözleriyle yapay zekanın henüz son noktayı koyamadığını söylüyor.
Gerçek zamanlı verilerle tespit yapan teknoloji şirketi Dataminr ise, Covid-19 ile ilgili ilk uyarıları 30 Aralık’ta aldıklarını, bu verilerin salgının ilk çıktığı Vuhan‘daki hastanelerde ve koronavirüsün çıkış yeri olduğu tahmin edilen Vuhan‘daki deniz ürünleri pazarından çekilen görüntülerle, enfekte olduktan sonra hayatını kaybeden Çinli doktorun uyarılardan oluştuğunu bildiriyor.

Salgını Dünya Sağlık Örgütü‘nden (DSÖ) haftalar önce haber verdiğini belirten Bluedot isimli hastalıkları izleme şirketinin kurucusu ve CEO’su Kamran Han ise Freifeld gibi benzeri zorluklara işaret ederek, “Bizim en çok zorlandığımız konu, insan doğası gereği yeni ortaya çıkan bir hastalık söz konusu olduğunda insanların tepki vermesi… Eğer karşı karşıya olduğumuz yeni bir hastalıksa tüm cevaplara sahip olmamız imkansız. Zaman en değerli kaynağımız, geri alamıyoruz” diye konuşuyor.
Toronto Üniversitesi‘nde tıp ve halk sağlığı profesörü olan Han, buna örnek olaraksa SARS virüsünün ilk emarelerinin 17 yıl önce ortaya çıkması, ancak bu denli yayılabileceğinin uzun bir süre bilinmemesini gösterdi.