Genel

Vagustim: Sinir sistemini uyararak şifa dağıtan, bütünsel önleyici tıp tedavisi

Yapay zekanın, insan faydasına olan katkısı elbette sağlık sektöründe. Türkiye’de yapay zekalı veya makine öğrenmesi destekli ürün sayısı artıyor. Çoğu spesifik, somut alanlar, daha doğrusu bir teşhise ilişkin ürünler seçmiş. Vagustim ise başka bir yönde ilerliyor.

Çünkü ismini aldığı vagus siniri, insan vücudunu, metabolizmasını doğrudan, ancak belirli bir şekilde değil ama bütünsel olarak etkiliyor. Vagus, otonom sinir sistemini doğrudan etkileyerek iç organların çalışması ve “şimdilik bilindiği kadarıyla” bazı bağışıklık hastalıklarının tedavisinde alternatif olarak kullanılıyor.

Dünyada yükselişte olan alternatif tedavi yöntemlerinden biri olarak kullanılan vagus sinirinin uyarılması ve sonuçlarının yapay zeka desteğiyle analiz edilmesi girişimi Vagustim’in Kurucusu Ali Veysel Özden’den bize bu ilginç uygulamayı anlatmasını istedik: “Vagustim elektriksel vagus sinir stimulasyon tekniğini kullanarak otonom sinir sistemi kaynaklı hastalıkların tedavisini amaçlayan bir medikal teknoloji girişimi. Vagus sinirinin aktivitesi zaman ve duruma göre değişkenlik gösterdiği için farklı hastalıklarda, hastaların farklı durumlarında uyarımın adaptasyonu gerekiyor. Vagustim hastalardan aldığı geri bildirimle akım özelliklerini yapay zeka sayesinde kişiselleştirebiliyor.”

Daha net bir fikir vermemiz gerekirse, Vagustim tam olarak ne yapıyor? :

”Ürün, vagus sinirini, kulaktan elektriksel akım ile girişimsel bir işlem gerektirmeden uyarmaktadır. Vagus siniri vücutta stresin yarattığı etkileri nötralize eden ve iç organların çalışmasını düzenleyen bir özelliğe sahip olduğu için bu yöntem hastalıkların hem önlenmesinde hem de tedavisinde kullanılabiliyor. Vagus sinir uyarım yönteminin etkisi vücutta iki önemli mekanizma üzerinden gerçekleşiyor. Birincisi, beyindeki merkezlerle doğrudan bağlantıları olduğu için beyin aktivitesini artırabilmesi ve sinir gelişimini tetiklemesi mümkün oluyor. İkinci olarak vücuttaki tüm yaşamsal fonksiyonları kontrol eden otonom sinir sisteminin dengeye ulaşmasına yardımcı oluyor, çünkü vagus siniri bu sistemin bir parçasını oluşturuyor. “

Bağışıklık çok karmaşık bir sistem ve çok geniş kapsamlı bir orkestrasyonu olduğu için modern tıpın uğraşmakta zorlandığı bir konu. 

FAYDALARININ DAHA ÇOK BİLİNMESİ GEREK

Vagustim’in Kurucusu Ali Veysel Özden: “2019 yılında mühendis, tasarımcı ve tıp doktoru bir ekip tarafından İstanbul İTÜ Arı Teknokent’te kurulan Vagustim, TÜBİTAK’ın yanısıra Eczacıbaşı Momentum ve 3 melek yatırımcıdan yatırım aldı.”  

Özden’in bu noktada söylecekleri şu şekilde: “Vagus sinirinin kompleks yapısı ve farklı etkilerinin olması bu yöntemin tıpta geri planda kalmasına sebep olmuş. Fakat 90’lı yılların sonundan itibaren invazif yöntemin epilepsi tedavisi ile kullanılmaya başlandığını görüyoruz. Epilepsi hastalarının daha sonra depresif duygu durumunun iyileştiğinin ve kilosu yüksek olanlarda kilo kaybının görülmesi üzerine depresyon ve obezite gibi bozukluklarda da vagus sinir uyarım yöntemi tedavide yer almaya başlıyor. Ayrıca migren gibi kronik ağrılı hastalıklarda da bu yöntem tercih edilebiliyor. Covid-19 pandemisi ile beraber tekniğin anti-enflamatuvar özelliği ön plana çıkmaya başladı. Hayvanlarda yapılan bilimsel bir çalışmada Vagustim cihazının 10 günlük bir sürede bağırsak iltihabını azaltabileceğini gördük. Yine Vagustim ile Kanada’da yapılan benzer bir çalışma da aynı sonucu gösterdi. Vagus siniri beyin-bağırsak bağlantısını sağladığı için mikrobiyota ve bağışıklık sistemi üzerinde belirgin etkileri var. Ancak bu konuda hala yeteri kadar bilimsel veri yok.”

Aslında vagus sinirinin “yol açabilecekleri” veya tıbben gerekli yöntemlerle müdahale edilmesi konusu, bütünsel bir yaklaşım. Bu nedenle hala bir takım araştırmalara “muhtaç” Özden, bu konuyla ilgili gelişmeleri şöyle aktarıyor: “Ürün şu an sadece bilimsel araştırma amaçlı kullanılabiliyor. Özellikle hayvan araştırmalarında çok tercih ediliyor çünkü cihaz kişiselleştirmeye imkan tanıyan bir altyapıya sahip. Bu sayede her bir memeli hayvan için cihazın özelliklerini ayarlayabiliyoruz. Yurtdışında pek çok ülkeye cihaz satışını gerçekleştirdik. FDA ya da CE belgelendirme süreci tamamlandıktan sonra hastanelerde, kliniklerde ve evde hastalar tarafından kullanılabilir hale gelmiş olacak. Gelecekte ürünü; vagus siniri az çalışan, otonom sinir sisteminde problem yaşayan, beyin aktivitesinde ve bilişsel durumda azalma olan kişiler tarafından kullanılabileceğini düşünüyoruz. İlk hedefimiz kronik bağırsak iltihabı olan hastalar, çünkü beyin-bağırsak aksını düzenleyen mevcut herhangi bir cihaz yok. Bu akstaki bozukluklar otizm, depresyon, parkinson, irritabl bağırsak sendromu gibi pek çok hastalıkla da ilişkili aynı zamanda. “

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close