Genel

Türkiye’nin temiz yakıt üretimi için yeni teknoloji

Sürdürülebilirlik dijitalleşmeyle paralel ilerleyen, hatta dünyanın tek ağızdan kararlar almaya en sıcak baktığı konulardan bir tanesi. 

Fosil yakıtları zaman içinde geride bırakacak teknolojiler adeta bir yarış içinde geliştiriliyor. “Sıfır karbon salımı”, hatta “negatif karbon” (kendi temiz enerjisini üreten ve biriktiren) teknolojileri ve aynı zamanda malzemeler geliştiriliyor.

Geçtiğimiz günlerde Tüpraş, Honeywell ortaklığıyla böyle bir teknolojiyle Amerikan Şirketler Derneği AMCHAM’in Türkiye temsilciliği tarafından düzenlenen “IAmChampion” yarışmasında sürdürülebilirlik ödülünü aldı. Kategorinin birincilik ödülüne layık görülen UOP Ecofining teknolojisi ile ilk olarak İzmir Rafinerisi’nde bir tesis kuralacak. Bu tesiste yılda 400 bin ton bitkisel ve hayvansal atık yağı işleyip sürdürülebilir havacılık yakıtına dönüştürecek.

14 Aralık’ta düzenlenen törende Tüpraş Teknik İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serdar Kemaloğlu, “Ülkemizin temiz enerji dönüşümüne liderlik etmeyi hedeflediğimiz Stratejik Dönüşüm Planımızla 2050’de karbon nötr bir enerji şirketi olmayı taahhüt ettik. Planımız kapsamda sürdürülebilir rafinajın yanı sıra biyoyakıtlar, sıfır karbonlu elektrik ve yeşil hidrojen olmak üzere üç yeni ana iş alanına odaklanıyoruz” diye konuştu ama biz Honeywell Türkiye, İsrail & Orta Asya Başkanı Uygar Doyuran’dan bu teknolojinin neden önemli olduğunu öğrendik.

TEMİZ YAKIT KAPASİTESİ 3 KATINA ÇIKACAK

(Soldan Sağa) Tüpraş Teknik İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serdar Kemaloğlu, Honeywell Türkiye, İsrail & Orta Asya Başkanı Uygar Doyuran, Mondelez International Türkiye Genel Müdürü İhsan Karagöz. 

Doyuran, dünyada şu an karbon salımını azaltan veya sıfıra indiren yakıtların pahalı olduğunu ancak bu trendle birlikte ucuzlayacağını, tüm dünyanın, özellikle havacılık sektöründe temiz enerji kaynaklarına   yöneldiğini belirterek, “Tüpraş, İzmir’deki rafinerisinde kullanılmış yağ ve atık hayvansal yağ gibi ham maddelerden biyoyakıt üretmek üzere Honeywell UOP Ecofining teknolojisini tercih etti. Ecofining tesisi, günde yaklaşık 8 bin 300 varil atık yemi/ham maddeyi yenilenebilir havacılık yakıtı SAF, yenilenebilir dizel ve diğer ürünlere dönüştürmek üzere tasarlanıyor. Türkiye’de ödül alan bu proje sayesinde sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen yenilenebilir yakıtlar rafineri endüstrisinin karbon ayak izini azaltmasına yardımcı olacak ve aynı zamanda mevzuata uygunluk sağlanacak. Tüpraş, 2030 yılına kadar 400 bin ton biyo ham madde işlemeyi ve 2035 yılına kadar sürdürülebilir havacılık yakıtı üretim kapasitesini üç katına çıkarmayı hedefliyor. Honeywell, Tüpraş’ı Türkiye’deki en büyük SAF tedarikçisi olma yolunda desteklemeye devam edecek” diye konuştu. 

Bu teknolojinin geleneksel biyodizel teknolojisine göre çok daha avantajlı. Öncelikli olarak hammaddenin ne olduğundan bağımsız olarak yüksek kalite biyoyakıt elde edilebiliyor. Geleneksel teknolojinin mevcut rafinerilere entegrasyonu zor. Bunun yanısıra, emisyonu azaltan, hayvansal ve bitkisel yağlardan elde edilen ham gliserin üretimi, pahalı bir arındırma sürecinin ardından gerçekleşiyor. Ecofining’de farklı bir kimyasal süreçten oluştuğundan hidrojenize edilmiş bir biyo-yakıt elde ediliyor.

PLASTİĞİ YÜZDE 90’A KADAR DÖNÜŞTÜRÜYOR

Honeywell’in Türkiye’de işbirliği içinde olduğu başka bir ileri teknoloji projesi daha var ki, işte bu Türkiye’yi de özel bir yere koyuyor. Honeywell, Biotrend Çevre ve Enerji Yatırımları ile Türkiye’de Plastik Döngüsellik İş Birliğine ilişkin önemli bir anlaşmaya imza attı. 

Biotrend Enerji, atık plastikleri geri dönüştürülmüş polimer ham maddesine dönüştürmek üzere Honeywell‘in UpCycle Process teknolojisini kullanacak. Anlaşma gereği Türkiye’nin ilk ticari atık plastik geri Honeywell teknolojisini kullanarak yılda 30 bin metrik ton karışık atık plastiği Honeywell Geri Dönüştürülmüş Polimer Hammaddesi’ne dönüştürme kapasitesine sahip olacak. 

Honeywell Türkiye, İsrail & Orta Asya Başkanı Uygar Doyuran, tesisin 2025’te açılmasının planlandığını ifade ederek şöyle konuştu: “Dünyada atık plastiğin sadece yüzde 15’i dönüştürülebiliyor. Up-Cycle teknolojimiz plastiği yüzde 90’a kadar dönüştürüyor. Plastiği birden fazla kez dönüştürüp, döngüsel ekonomiyi tam olarak sağlıyor. Amerika, İspanya, Çin, Mısır’dan sonra Türkiye’de de bu teknolojinin kullanılacağını açıkladık. Biotrend ayrıştırma konusunda oldukça uzman. Hammadde erişimleri mevcut. Hammaddeyi toplayıp, ayrıştırmaları oldukça önemli.”

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close