Genel

Forto: Avrupa’nın en yüksek yatırımını alan logitech şirketinin ikinci üssü Türkiye

Teknolojisini kendi geliştiren dünyanın ender logitech scale-up’lardan biri, nisandan bu yana Türkiye’de. Berlin merkezli Forto, ikinci üssünü İstanbul’da, İTÜ ARI Teknokent’te açtı.

Tam 2,1 milyar dolar değerlemesi olan Forto’nun İstanbul’u seçmesi ve scale-up’ın CPO’sunun (Chief Product Officer- Ürün Genel Müdürü) kariyerine Aselsan’da başlayan Kamil Rodoper olması, Türkiye’deki logitech (lojistik teknolojisi) sektörü için birkaç açıdan örnek teşkil ediyor. Forto, Avrupa ekosisteminde herhangi bir şirket değil. SoftBank ve Northzone gibi birinci sınıf küresel yatırım şirketlerinin 600 milyon dolarla desteklediği; Avrupa lojistik ve tedarik zinciri sektöründe en yüksek miktarda yatırımı alan geleceği çok parlak bir şirket. 

Forto, sürdürülebilir küresel tedarik zincirlerinin teknoloji altyapısının geliştirilmesi ve bu yolla küresel ticaretin önündeki operasyonel ve kalıtsal engellerin kaldırılmasına odaklı… Teknolojiyi doğru şekilde ve yenilikçi bir bakış açısı ile kullanarak bu sektörün işleyişlerini değiştirmeyi amaçlıyor. Bu iddiayla doğal olarak 10 trilyon dolarlık lojistik sektöründen büyük bir pay almayı hedefliyor. 

Kamil Rodoper’in Forto için önemine gelecek olursak… CPO Rodoper, Forto’da mühendislik, ürün yönetimi, ürün tasarım, veri işleme ve pazarlamadan oluşan teknoloji takımlarının başında. Start-up ile scale-up arasındaki geçişi ABD’deki önemli girişimlerde deneyimlemiş, aynı zamanda “Yenilikçi bir ürün sektörü nasıl iyileştirir?” sorusunun cevabını tam olarak alabileceğiniz bir teknik insan.

Kamil Rodoper Türkiye’de yetkin Türk gençleri yetiştirmek istiyor.

Forto’yu sektördeki diğer şirketlerden ayıran en büyük özelliğin, kendi teknolojik altyapılarını, sistemlerini ve servis yazılımlarını tasarlamaları ve geliştirmeleri olduğunu belirten Rodoper, “Bizim sektörümüzdeki en büyük 20 şirketin toplam pazar payı, yüzde 20-25 arasında ve bu şirketlerin biri hariç tamamı aynı IT yazılımını kullanıyor. Servisi fiyat farkı ile birbirinden farklılaştırma dışında, iş yönetimleri ve servis altyapıları için kullandıkları sistemler aynı. Bu şirketlerin sektörün kalıtsal problemlerini çözmeye niyet etmeleri bile gerçekçi değil” sözleriyle logitech şirketi olmanın değerine vurgu yapıyor.

Kamil Rodoper: “Türkiye’de işe alacağımız arkadaşlarımızın genel gelişimi için, İTÜ ARI Teknokent’i seçtik. Buradaki ofisimiz tamamen teknik ve 23 mühendisimiz var. Amacımız, hem ARI Teknokent ekosistemindeki şirketlerle hem de İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenleri ile yakından çalışma fırsatı bulmak.”

TÜRKİYE’NİN KÜLTÜREL AVANTAJI

İkinci teknoloji merkezini yedi şehri geride bırakan İstanbul’da açtıklarını belirten Kamil Rodoper, “Türkiye’nin coğrafi değerinin ve stratejik konumunun önemini biliyoruz. Ancak çok fazla konuşulmayan konu, Türkiye’deki yazılım ve teknoloji sektörünün bu coğrafi konumun avantajlarından ne kadar yararlandığı… Avrupalı bir şirket için, Orta Doğu’ya veya Orta Asya’ya yazılım ve ürün geliştirmek kolay bir iş değil. Hem kültürel hem de pazar bariyerleri var. Aynı şey tersi durum için de geçerli. Türkiye’nin bu noktadaki avantajı, hem doğu hem de batı yönünde, farklı kültürlerin ve ülkelerin beklentilerine uygun çözümler üretebilecek, yalnızca teknik altyapıya ve insan kaynağına değil, kültürel yakınlık ve empatiye de sahip olması” diyor.

Üretken Yapay Zeka’yı (ÜYZ) iş süreci otomasyonunda kullanmaya başlayan ender logitech şirketlerden biri olduğunu belirten Rodoper, bu uygulamaları şöyle anlatıyor: “Faaliyet gösterdiğimiz alanı düşündüğünüzde, tedarik zincirlerinin ve lojistik kanallarının sağlıklı çalışabilmesi, bu kanallardaki veri akışına dayanıyor. Bu veri akışı ise neredeyse tamamen e-posta ve belge iletimi ile yürütülüyor. Örneğin Tayland’dan Avrupa Birliği’ne ananas ihracatı için izlenmesi gereken süreçte, 20’nin üzerinde hizmet sağlayıcı kendi aralarında 100 civarı belge transferi yapıyor. Bu belgelerin eksik, yanlış, çelişkili doldurulması ya da belgeleri oluşturan verilerin sistemlere yanlış, eksik veya gecikmeli girişi, bu sevkiyat zinciri için risk oluşturuyor.

Bu nedenle Forto’da hayata geçirdiğimiz ilk ÜYZ çözümü, klasik OCR teknolojilerinin ötesinde, e-mail ve dokümanlardan veri tanıma, bilgi çıkarma ve anlama otomasyonu oldu. Şu an ölçeklendirdiğimiz bu ürün, deniz taşımacılığında en çok kullanılan 12 dokümanı ÜYZ ile tasnifliyor, veri tanıma sürecini yürütüyor ve verilerin sistemdeki kayıtlı sürümleri ile doğrulamasını yapıyor. Dokümanlar üzerinden veri akışına dayalı bir iş kolu için bu çözüm ciddi verimlilik kazancı demek. Bu çözümün operasyon takımlarımıza yüzde 20’ye yakın verimlilik kazandırmasını bekliyoruz.”

Asya ve Avrupa’daki 17 ofisi, 800’ün üzerinde çalışanı bulunan Forto, partner ağıyla birlikte dünyanın her ana noktasına deniz ve hava yolu 100’ün üzerinde ülkeye hizmet veriyor.

Ürün giriş ve çıkış bölgelerine, ürün türlerine ve nakliye seçeneklerine göre değişiklik gösteren iş yapış süreçlerinin otomasyonu, Forto’nun üzerinde çalıştığı başka bir ÜYZ projesi.

Bu iş süreçleri, operasyon takımlarının karar alma merkezinde olduğu yöntemlerle yürütülüyor. Forto, şimdi ÜYZ ile beyni oluşturulan TMS (Transport Management System) Co-pilot uygulamasını test ediyor. TMS Co-pilot, bir operatörün haftalarca takibini yapıp sorunlarını çözdüğü herhangi bir nakliyenin, arka planda 7/24 süreç takibini yapıyor; e-mail trafiğinden durum değerlendirmesi yaparak operatöre karar alma süreçlerinde destek ve öneri içerikleri sağlıyor.

Forto CPO’su Kamil Rodoper’in gençlere örnek olan bir kariyeri var

Kamil Rodoper, Aselsan’ın eski girişimi olan ve Türk Savunma Sanayii’nin en büyük projesinin iki ana alt yüklenicisinden biri olan Mikes’te yazılım mühendisi olarak iş hayatına başladı. Proje, Türk AWACS uçaklarının temini ve o uçakların üzerine yüksek teknoloji sistemleri üretilip yerleştirilmesiydi. Yazılım mühendisi olarak girdiği projede, Türk Hava Kuvvetleri’ne yapılan gereksinim kabul sunumlarında ve Boeing entegrasyon toplantılarında yer aldı. Bu deneyim, Rodoper’i 2005’te Türkiye’den Microsoft merkezde işe alınan 10 mühendisten biri yaptı. Kamil Rodoper, “Microsoft okulunun bana kattığı ABD’de iş kotarma (hustler mentality) güdüsünün ötesinde, bana en büyük katkısı, Yahoo! ve Bing arama motorlarının birleştirilmesi projesinde, yeni online pazarlama ürünlerinin yöneticiliği yapmış olmam” yorumunu yapıyor. Rodoper daha sonra sıfırdan ürün geliştirme hedefiyle, yatırımcı fonuyla çıkış yapmaya çalışan Glassdoor ve başka bir start-up olan Lyft’teki yolculuğunun ardından kariyerine 2021’de kurulan Forto ile Berlin’de devam ediyor.

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close