Genel

“Artık her büyük şirket bir teknoloji şirketi. Başka şansları yok”

Her yıl ocak ayında ABD’nin Las Vegas kentinde düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES) sergilenen ürünler, o yılın teknoloji trendlerinden bizi haberdar ederken, gelecekte bizi nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin de ipuçları veriyor. Bu yıl 8-11 Ocak tarihlerinde düzenlenen CES‘te dikkat çeken ve geleceğe bakış açımızı değiştirecek bazı açıklamaları paylaşmak gerek. Şimdiye kadar teknoloji şirketlerinin boy gösterdiği CES, artık “sadece” teknoloji şirketlerinin katıldığı bir etkinlik değil. Bunu, CES Ceo’su Gary Shapiro‘nun açılış konuşmasındaki sözlerinden anlamak mümkün: “Günümüzde her şirket bir teknoloji şirketi. Hala bazı işleri eski yöntemlerle yerine getiriyoruz. Mesela kıyafetlerimizi sipariş veriyoruz, deterjan satın alıyoruz, kahve satın alıyoruz… Ancak tüm bunları yapmanın yeni yolları var. Markaların bu yeni teknoloji ekosisteminde bir rol kapmaktan başka şansı yok.”
Shapiro’nun bu açıklamasının ardında yatan şey, bu yıl etkinliğe “geleneksel endüstrilere” imza atan uluslararası markaların da katılması oldu. Harley Davidson yeni elektrikli motosikletinin tanıtımını yaparken, outdoor sporları için giysi ve cihaz üreten North Face, füze üreticisi Raytheon, yüzyılı aşkın süredir traktör üreten John Deere ve hijyen malzemeleriyle bilinen Procter and Gamble teknolojik ürünleriyle CES‘teki stantlarını kurdu.

EMPATİ VE DUYGU

Bu yıl CES‘in yıldızı yine yapay zeka oldu. Shapiro, “Bu yılın olayı açık bir şekilde yapay zeka. Bu etkenliğe yapay zeka imzasını atıyor. Hemen hemen her büyük markanın tanıttığı yapay zeka ve uygulamaları insanın ağzını açık bırakıyor” sözleriyle bir kez daha bu teknolojinin önemine vurgu yaptı. 
Geçen yıl çıktığı sahneden inmeyen yapay zeka teknolojisi elektronik cihazlarda kendisini gösterirken, farklı alanlardaki markaların yapay zeka özelinde odaklandığı noktaysa, bu teknolojinin insanı özel hissetmesini sağlamak oldu. 
Akıllı ev aletleri, dijital araç kokpiti ve robotların bağlayıcı dokusu olan yapay zeka, fırından buzdolabına, çamaşır ve bulaşık makinesinden büyük ekran TV’lerin sunduğu konforu daha da çekici hale getiren başlıca unsur oldu. Samsung’un CEO’su HS Kim, “Yapay zeka gelecekle ilgili vizyonumuzun tamamlayıcısı” derken, elektronik ve otomotiv markaları yapay zekanın “insanla empati kuran ve duygularını, ihtiyaçlarını anlamaya çalışan özelliğini” ön plana çıkardı. 
Akıllı çamaşır makinelerinin kumaşı analiz ederek program önermesine, buzdolabının eksikleri bildirmesine ve sesli asistanların çevreyi analiz ederek veya diğer cihazlarla iletişimine geçerek işlerinizi kolaylaştırmasına alıştık. Peki ya bir televizyonun görüntüsü ve ses sisteminin izlediğiniz içeriğe göre değişmesine ne dersiniz? Çin‘in dev elektronik markası Hisense‘nın tanıttığı TriChoma lazer televizyon, yapay zekalı çipleriyle spor veya sinemaya göre ekran ve ses sistemini ayarlayabiliyor. 
Yine Çinli elektrikli araç üreticisi Byton‘un CEO’su Carsten Breitfield arabanın insan hayatındaki en önemli dijital araç olacağı yorumunu yaparken, otomotiv sektörüne hizmet veren İngiliz yapay zeka start-up’ı Sensum‘un kurucusu Gawain Morrison, otomotivde insan faktörünün yapay zeka sayesinde daha da önem kazandığını belirterek, “Yeni nesil araçlar insanlarla etkileşim içinde olacak. Yolculuk boyunca empatik mobil teknolojiler insanın duygusal durumu ve fizyolojik konforunu ölçebilecek” diyor.

Harley Davidson artık elektrikli

Klasik Harley Davidson severler ne düşünür bilinmez ama 115 yıllık motosiklet markası, bu yıl CES‘e ilk kez katılan markalar arasında yer alarak LiveWire isimli elektrikli motosikletini tanıttı. ABD’de piyasaya 29 bin 799 dolara satışa sunulan, Kanada ve çoğu Avrupa ülkesinde bu yılın sonuna kadar gönderilmeye başlanacak LiveWire, bambaşka bir Harley Davidson deneyimi yaşatacak. Saate 190 km hız yapabilen ve 35 saniyede 0’dan 96 km hıza çıkabilen LiveWire‘ın vitessiz olması Harley Davidson tarafından “büyük kolaylık” olarak yorumlanırken, aracın minimum titreme, ses ve ısıya sahip olduğu belirtiliyor.

Yapay zekalı traktör

ABD‘de 1875’te kurulan tarım cihazları ve hizmetleri sunan John Deere ise son yıllarda Silikon Vadisi‘nde açtığı laboratuvarın ve satın aldığı Blue River Technology şirketinin ürünü olan 20 tonluk yapay zekalı traktörünü CES‘te tanıttı. John Deere mevcut otonom traktörünün akıllı telefonlara yüklenin bir uygulamayla kontrol edilebilen bir sistem geliştirmiş. Bu sistem, makinenin topladığı hasatın çevreye ve insan sağlığına uygun olması için, başta böcek ilacı olmak üzere gerekli kontrolleri yapıyor. Makine öğrenmesi algoritmaları görsel veriye dayanarak hangi hasatı toplayıp toplamaması gerektiğine karar veriyor. 

Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close