Genel

Ayak iziniz kimliğinizi deşifre ediyor, tıpkı yüzünüz gibi

#security

Binlerce, milyonlarca veri yapay zekanın “gıdasını” oluşturuyor. Herhangi bir alanda sahip olduğunuz bu veriler, öğrenen algoritmalar sayesinde size bambaşka ve fakat son derece yararlı sonuçlar çıkarabilir. Bu deneylerden biri Hindistan Teknoloji Enstitüsü tarafından yerine getirildi. Araştırmacı ekip yerdeki sismik hareketleri elektrik sinyallerine dönüştüren geophone isimli cihazın yardımıyla sekiz gönüllünün adımlarını ölçtü. Merkeze geofonu yerleştiren araştırmacılar, sekiz gönüllüden bu cihazın çevresinde en yakın 1 metre ve en uzak 2,5 metrede yürümelerini istedi. Ekip her bir gönüllünün ayak izlerini takip edip kaydetti. Ortaya çıkan 46 bin 489 ayak izi, şimdiye kadar toplanan en fazla sayıdaki ayak izi verisi olurken, bu ayak izleriyle algoritma eğitildi.

Algoritma gönüllü yürüyücüler arasındaki farkı adımların arasındaki zaman, uzunluk ve ritimleri temel alarak ortaya çıkardı. Sonuç olarak algoritma yüzde 92 doğruluk oranıyla adımların kime ait olduğunu tahmin edebildi. Kimliklerin tespit edilmesine yarayan bu sistemin, yeni bir biyometrik tanımlama sistemi olabileceğini düşünen ekip, parmak izi veya retina tarayıcı yerine bu yöntemin kullanılabileceğini söylüyor. İşin kötü tarafı şu ki, bir mekana yerleştirilen geofon sayesinde, haberiniz olmadan veya sizden izin alınmadan kimliğiniz deşifre olabilir. Bu sistemin yüksek güvenlik gerektiren askeri üs gibi mekanlarda işe yarayabileceği, bir bölgeye izni olmadan giriş yapanların tespit edilebileceği belirtiliyor. Yöntemin ticari amaçla kullanılması da mümkün. Algoritma, akıllı evin ses sistemine yerleştirilmesi halinde, eve giren kişinin kimliğini tespit ederek onun tercih ettiği şarkıları çalabilir.

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close