Genel

Bulut + yapay zeka= optimum çözüm

#cloud

Dijital dünyada veriler artarak sonsuzluğa doğru yol alırken, veri tabanı oluşturmak, bunları bulutta depolayarak hızla ulaşmak, başta veri miktarı yüksek sektörler olmak üzere tüm iş alanlarında tartışmasız etkili analizleri ve katma değeri en yüksek çözümleri doğuruyor. Verileri en güvenli ortamda tutarak en az maliyetli değere dönüştürebilenlerse bu küresel yarışın kazananları olacak. Bu nedenle veri tabanları ve bulut çözümü yazılımları, sürekli olarak “daha az maliyet, daha etkili analiz, en doğru karar” motivasyonuyla besleniyor.
Bu hedefle hareket eden teknoloji devlerinden IBM, biri bir ilke imza atan üç yeni ürünü geçen ay piyasaya sürdü. Bunlardan birincisi, bir yıl önce kullanıma açılan IBM Özel Bulut Platformu‘nu Watson‘ın yapay zekalı asistanıyla destekleyen bir platform. Birden fazla bulutun tek merkezden yönetebilen IBM Çoklu Bulut Yönetimi teknolojisi ve birden fazla yapay zeka sistemini tek bir şemsiyede toplayarak en tarafsız kararların alınmasını öngören AI OpenScale ise diğer iki yeni çözümü oluşturuyor.
Bu yeniliklerle özel bulut platformu Türkçe de konuşabilen chatbot yeteneğine kavuşurken, çoklu bulut yöntemi birden fazla bulutun tek elden orkestra edebildiği için bir ilk niteliğinde. IBM’in “çözümleri bir şemsiye altında” arayan yeni teknolojik bakışıyla vermek istediği mesaj şu, “Bulutu ister özel, ister genel, ister hibrid kullanın, ‘Veri analizini değere dönüştürürken bunu bir bulut şemsiyesi altında en az maliyetle yapmak istiyorum, üzerine yapay zeka da katarak değeri analiz etme sürecimi akıllılaştırmak istiyorum’ diyorsanız, işte size çözüm paketleri.”

Son kampanyayı “esneklik ve fazla seçenek sunma” vaadiyle sloganlaştıran IBM’in Türkiye Yazılım Hizmetleri Lideri Serdar Gere ile konuştuk.

WATSON TÜRKÇE KONUŞACAK

Gere, IBM’in yapay zekalı özel bulut sistemini şöyle anlattı: “Özel bulut platformuna IBM Watson Asistan ve IBM Watson Speech-to-Text gibi güçlü yapay zeka özellikleri de dahil olmak üzere ileri düzeyde yeni yetenekler ekledik. IBM Watson Speech-to-Text şirket içindeki bir ortamda ilk kez kullanılabilecek. Watson Speech-to-Text ile kullanıcılar 7 farklı dilde sesi otomatik olarak yazıya aktarıp analiz edebilecek. Watson henüz Türkçe bilmiyor olsa da biz Türkiye’de Türkçe anlayabilen kişisel yapay zeka botlarını oluşturabiliyor ve bu botların aksiyon almasını sağlayabiliyoruz. Yani artık Watson’a Türkçe öğretmeye de başladık”.
IBM Watson Asistan’ın özel bulut içinde kişilerin geçmiş etkileşimlerini, izinli verileri kullanarak kişiliğini, eğilimlerini, duygusunu, ihtiyaçlarını anlayarak diyalog kurabildiğini belirten Gere, görsel ya da yazılı herhangi bir yapısal olmayan bir verininse kullanılabilir bir değere çevrilebildiğini ve bir değere dönüştürerek önerilerde bulunabildiğini söylüyor. Watson Asistan aynı zamanda problemi kişi daha söylemeden anlayıp yönlendirebiliyor.
Bu gelişmenin Türkiye’de olumlu geri dönüşlere yol açacağını tahmin ettiğini belirten Gere, böylece regülasyonlardan dolayı bulut kullanımı kısıtlı olan bankacılık, sigorta ve telekomünikasyon gibi sektörlerin, bu servislerden en iyi şekilde faydalanmanın önünün açılacağını söylüyor. Gere, Watson Asistan ve Özel Bulut Platformu işbirliğinin iki avantajı daha doğurduğunu ekliyor: “Birinci nokta, geliştiriciler ve teknik bilgisi olmayan kullanıcılar, basit chatbot‘lardan müşteri hizmetlerine yönelik karmaşık kurumsal seviyedeki çözümlere kadar sohbete dayalı çeşitli yapay zeka çözümleri ortaya koyabilecek. İkinci önemli noktaysa, bu sistemi ayrıştıran bir özellik. Şirketler kendi veri tabanlarında Watson Asistan’dan faydalanabileceği gibi, kritik önem arz eden veriler de şirketlerin veri tabanlarında kalmaya devam edecek.”

BİRDEN FAZLA BULUTU BAĞLIYOR

Serdar Gere, Çoklu Bulut Yöneticisi‘nin ise Özel Bulut Platformu üzerinde bir şirkete ait farklı tedarikçilerden sağlanan bulutlar arasında tutkal gibi bağlantı kurarak, şirketlere esnek olduğu kadar kontrollü hareket edebilme kabiliyeti sağladığını belirtiyor. “Bir araç kiralama şirketini düşünelim. Bu şirket müşteri verilerini tek bir genel bulut ortamında toplar, depolar ve analiz eder. Stok ve rezervasyon sistemi için bir başka bulut sistemini, finansal veriler ve süreçler için ise dünya çapındaki ofislerinde bulunan bilgisayarları kullanır. Yeni geliştirdiğimiz sistem, bu dağınık bilgi işlem sisteminin tüm parçalarının bütün halinde çalışmasını sağlıyor. Böylece uygulama, birden çok bilgi işlem sistemine yayılmış olmasına rağmen müşteriler, şirketin mobil uygulaması aracılığıyla kolayca araç rezervasyonu yapabiliyor” diyen Gere, böylece hibrid bulutun yarattığı karmaşıklığı risk olmaktan çıkardığını söylüyor.
Küresel rekabetin durmadığını hatırlatan IBM Yazılım Hizmetleri Lideri Serdar Gere, “Şirketlerin küresel rekabet koşullarında güç kazanmaları, maliyetleri azaltırken faydayı artırarak optimizasyon sağlamaları için bu teknoloji yatırımlarını yapmaları önem taşıyor. Bu maliyet optimizasyonu ise mevcut kaynakların daha verimli kullanılması, başka alanlardaki yatırımlara ve istihdama yönlendirilmesini sağladığı için ülke ekonomisine büyük değer katıyor. Ekonomik anlamda dar boğazın olduğu dönemlerde bile küresel rekabet durmuyor ve bu anlamda bu yatırımlara devam etmek, gelecek vadede birçok avantajı da beraberinde getiriyor” yorumunda bulunuyor.

ÖNYARGISIZ KARAR
IBM Bulut ve IBM Özel Bulut aracılığıyla kullanıma sunulacak olan AI OpenScale, özellikle yapay zeka uygulamalarının kararlara nasıl ulaştığını açıklayacak ve ön yargıların önüne geçecek. Bu da daha şeffaf ve güvenilir bir ortam sağlayacak. Böylece kurumların yapay zekayı şeffaf bir şekilde yürütmeleri sağlanacak.

 

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close