Genel

Sürdürülebilir kalkınmaya yaratıcılık ve STEM ile hazırlanan Küçükköy

Sürdürülebilirlik gibi tüm dünyayı ilgilendiren bir konu, “küçük bir köyden”, küçük yaşta insanları eğiterek başlar mı? Tam olarak!

Dünyanın sürdürülebilir kalkınmanın önce yerel yönetimler, sonra büyük şehirler ve ardından ülke yönetimlerinden başladığını artık biliyoruz. Bu bakış açısıyla, sürdürülebilir kalkınmayı önce çocuklara aşılamayı amaçlayan Sabancı Üniversitesi Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi, 2019 yılında Ayvalık’a bağlı Küçükköy’de kuruldu.

Atölye, dünyanın problemlerinden haberdar, sorunlara çözüm bulma isteği ve yetisi olan, sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirebilecek bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. Topluma fayda sağlamak üzere çocukların eğitim ve eşitlik hakkını gözeterek bilim ve teknoloji ağırlıklı eğitimler düzenliyor. Eğitimlerden öncelikli olarak 8-15 yaş grubundaki çocuklar ve kadınlar faydalanıyor. Ne vizyoner ve medeni bir düşünce…

Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan, öğretim görevlilerinin Küçükköy’ü düzenli bir şekilde ziyaret etmesiyle, fedakarlıkla gerçekleştirilen eğitimlerle ilgili şöyle konuşuyor: “Bugüne kadar bölgede 2000’den fazla öğrenciye bilim ve teknoloji ağırlıklı eğitimler sunduk. Eğitimler Sabancı Üniversitesi’nin öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından gerçekleştiriliyor. Burada bir bakıma çocukları bilim ve teknoloji ile buluşturuyoruz. Teknoloji odaklı eğitimler düzenleyerek çocukların yaratıcılıklarını geliştirmelerine imkan sağlıyoruz. Ayrıca, yabancı dil eğitimleri de düzenliyoruz. Bu sayede eğitimlerden yararlanan bu bölgedeki çocuklar ve gençler modern dünyanın gerekliliklerinden geri kalmıyor. Eğitimlerimiz öğretim dönemlerinin yanı sıra sömestr ve yaz dönemlerinde de devam ediyor.”

(Ortada) Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan (Sağda)

Sabancı Üniversitesi’nin girişimiyle ve “Birlikte Yaratmak ve Geliştirmek” misyonunun bu alanda da hayata geçirilmesiyle başlayan proje; Ayvalık Kaymakamlığı, Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği ve Milli Eğitim Bakanlığı ile yerel yönetimin desteği ile hayata geçmiş. Bu süreç, Sabancı Üniversitesi ve Küçükköy arasında bir organik bağ kurulmasını sağlamış.

Ali Çalışkan bu sürecin nasıl devam ettiğini şöyle anlatıyor: “Kamu, yerel yönetim ve üniversitenin birlikte hareket etmesiyle örnek olacak bir modeli hayata geçirdik. Atölyenin kuruluşundan bugüne kadar yerel yönetimlerimizle eğitimlerde işbirlikleri yapıyoruz ve bunu sürdürmeyi planlıyoruz. Yöre halkına sürdürülebilir bir eğitim sunuyoruz. Bilimsel, akılcı ve katılımcı bir süreçle, teknolojinin sağladığı olanakları kullanarak yeni ve sürdürülebilir bir eğitim sistemi oluşturduk. Halkın bu konuda destek göstermesi ve bu değerli projeye sahip çıkması bizleri ayrıca sevindiriyor.”

Projenin hayata geçmesi turistik olan bu bölgeye bir hareketlilik getirmiş. Çalışkan atölyenin katkılarını şu sözlerle ifade ediyor: “

Örnek olarak Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesini gösterebiliriz. Enerjisa Enerji, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi işbirliği ile sürdürülebilir turizm anlamında Küçükköy’de yeşil destinasyon modeli oluşturuldu. Proje kapsamında turizm işletmeleri ve kamu binalarına yönelik önemli hizmetler sunuldu. İşletmelere enerji verimli aydınlatma ve beyaz eşya desteği verildi, kamu binalarına güneş enerjisi sistemleri kuruldu ve köy yüksek hızlı elektrikli araç şarj altyapısına kavuştu. Ayrıca, enerji verimliliği ve güneş enerjisi santrali uygulamaları gerçekleştirilen Necmi Komili İlk ve Orta Okulu “Net Sıfır Enerjili Bina” olarak Türkiye’de ilklerin arasında yer aldı. Sürdürülebilir tarımı desteklemek ve SENTRUM’a gelen ziyaretçilerde farkındalık yaratmak amacıyla Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi bahçesine permakültür bahçesi kurduk.”

Peki 8-15 yaş arasındaki çocuklarımız nasıl bir müfredatla eğitim alıyor? Ali Çalışkan disiplinler arası eğitim anlayışına sahip olduklarını ve bu nedenle her alanda, uluslararası düzeyde yetkin ve kendine güvenen bireyler yetiştirmek için Sabancı Üniversitesi’nin öğretim üyeleri ve öğrencilerinin belirli dönemlerde Küçükköy’e geldiğini belirterek, şunları ifade ediyor: “Bölge okullarındaki öğrenciler ve gençler atölyemizde kodlama, 3D tasarım, sanal gerçeklik, drone teknolojileri, robotik çalışmalar, gen düzenleme ve algoritmalara kadar birçok konuda bilgi sahibi oluyorlar. Ayrıca öğrendikleri bilgileri de atölyemizde uygulama şansını buluyorlar. Çocuklar eğitim alanımızda hayallerini teknoloji ile birleştirerek bir ürün haline getirebiliyor. Atölyemiz ayrıca bölgedeki kurumların düzenlediği etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Sanat aktivitelerinden çeşitli turnuvalara ve yarışmalara kadar birçok etkinliği Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi’nde görebilirsiniz.”

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close