Genel

Uçan araçlara hazır mıyız?

uçan araçlar

Kara trafiği, İstanbul gibi nüfus yoğun kentlerde insanların zamanını yeterince çalmıyor mu? Sadece İstanbul değil, Los Angeles, New York, Pekin, Mumbai gibi pek çok kent aynı soruna çözüm arıyor. Bu gerçekten yola çıkarak ulaşımı havaya taşıyarak ilk hava taksi projesini başlatan Uber’i, Rolls Royce’un eVTOL, Airbus’un CityAirbus ve Vahana projeleri takip etti. Google’ın kurucularından Larry Page’in finanse ettiği uçan elektrikli araç projesi Kitty Hawk ise yarışa kişisel araç prototipi Flyer ve uçan taksi prototipi Cora ile katıldı.
Bu dev şirketlerin yanısıra bazı start-up’ların uçan araç projesi yarışına girmesi, pek çok hükümetin en kısa zamanda bu araçlara yasal izni çıkaracağı sinyalini veriyor.

Geçtiğimiz günlerde bir İngiliz şirketi Vertical Aerospace, helikopter gibi dikey havalanan ve inen hava taksisi projesini tanıttı. Vertical Aerospace iki yolcu ve bir pilottan oluşan aracını 2022’de İngiltere semalarına boy göstermeye başlayacağını söylüyor. Vertical Aerospace’in sahibi OVO Energy’nin CEO’su Stephen Fitzpatrick, Formula 1 yarışlarında kullanılan teknolojiden esinlendiklerini belirterek, “Formula 1’den teknoloji konusunda çok şey öğrendik. F1’de kullanılan hafif malzemeler, aerodinamik ve elektrik sistemleri, karadan çok hava ulaşımında uygulanabilir. Bu teknolojiyi deneyimli havacılık ve uzay mühendislerinin elinde 21’inci yüzyılın hava aracını yaratıyoruz” diye konuşuyor.

Vertical Aerospace

İLK KİM OLACAK?

Bu araçların ne zaman gerekli yasal izinleri alıp uçmaya başlayacaklarına ilişkin kesin bilgiler yok ama bazı gelişmeler söz konusu. Uber, hava taksisinin ilk olarak üç kentte deneneceğini belirtiyor. Bu kentler Dallas, Los Angeles ve son olarak Mumbai olarak belirlenmiş. Uber’in hava üssü ABD olacak. Bunun dışında Hindistan, Japonya, Avustralya, Brezilya ve Fransa’dan biri ABD dışındaki üs olmaya aday. Hintli yetkililerle projeyi Mumbai’de uygulamak üzere görüşen Uber, söz gelimi Mumbai havalimanından kenti batısındaki banliyölerine ortalama 100 dakikadan giden kara araçlarına karşılık, hava taksinin 10 dakikada bu mesafeyi kat edeceğini belirtiyor.

Uber

Kitty Hawk ise uçan araçlarını Yeni Zelanda’da test ediyor. Kitty Hawk bu araçların ABD’deki Jersey kent merkezinde Manhattan’a iki dakikan az bir zamanda ve 10 cent gibi bir enerji maliyetiyle uçarak ulaşımda yeni bir devir açacağını belirtiyor. Kitty Hawk’ın başındaki Google’ın eski otonom araç direktörü Sebastian Thrun, üç yıl içinde öncelikle Yeni Zelanda’da olmak üzere uçuş iznini alacakları tahminini yapıyor. Kişisel uçan taksi kullanmanın çok kolay olacağını belirten Thrun, hava taşımacılığıyla ilgili bazı zorlukların olduğunu da inkar etmiyor. Flyer’ın şimdilik yerden 3 km yüksekliğe kadar havalanabileceğini belirten Thrun, “En kötü ihtimalde kişi suya iniş yapabilir. Ancak teknoloji geliştikçe bu araçlar mevcut küçük uçaklardan çok daha güvenli hale gelecek. Çünkü çok farklı bağımsız motor ve pervaneleri olacak. Eğer birinden birini kaybederseniz, sorun teşkil etmeyecek” diyor. İkinci sorunsa ses. Bir süre sonra oluşacak hava trafiğinin araçların rakımı yükseltip alçaltarak çözülebileceğini umut eden Thrun, ileride binlerce aracın aynı anda uçabilmesi içinse çok iyi bir hava yönetim merkezi kurulması gerektiğinin altını çiziyor.
Bu araçların ortak özelliği elektrikli olması. Bu nedenle prototipleri kısa mesafe, kent içi yolculuklar için tasarlanmış. Elektrik enerjisinin yoğunluğunun mevcut yakıtlara göre daha düşük olması, uzun yolculuklar için doğru alternatif olmadığını gösteriyor. Uzun süreli yolculuklarda elektrik bataryalarının çok uzun olması gerekiyor ki, bu aracın bataryaların ağırlığından havalanamayacağı anlamına geliyor.

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close