Genel

Da Vinci yaşasaydı, dijital sanat yapacaktı

Dijitalleşmenin girmediği alan yok. İnsan ruhunu açığa çıkaran sanat dalları da buna dahil. Endüstri 4.0 kavramı dijitalleşme süreçleriyle birlikte estetik algımızı değiştirdi. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hatice Öz Pektaş, yaşadığımızın çağın artık her alanda standart olmuş üretim teknolojisi dijital teknolojiler olduğundan dijital sanatın da çağımızın sanatı olduğunu düşünüyor. 

Her sanatçının, tarih boyunca sanatını üretmek için yaşadığı çağın ona sunduğu en ileri teknolojik olanakları ve en yeni hammaddeleri kullandığını kaydeden Prof. Dr. Hatice Öz Pektaş, “Endüstri 4.0 çağındaki günümüzün üretim teknolojileri ise dijital araçlar, yapay zekâ ve algoritmalar, ham maddesi ise veridir. Hiç şüphe yoktur ki Da Vinci veya Van Gogh günümüzde yaşasalardı, algoritmalar ile üretecek, pigment olarak da veriyi kullanacaklardı. Özellikle dijital çağın içerisinde doğmuş, internet ile büyümüş Z kuşağının dünyayı yöneteceği bir yakın gelecekte dijital olmayan sanat üretim teknikleri git gide yok olarak tarihte yerini alacaktır” diye konuştu.

Prof. Dr. Hatice Öz Pektaş

“Sanat eseri, sanatçının kendisini ifade etme ve dışa vurma çabasının ürünüdür. Kullanılabilen ürün, sanat değil tasarımdır. Dijital ekranların ve onlar aracılığı ile sunulan görsel içeriklerin algı çevremizi donattığı ve gündelik yaşantımızın hemen her anına nüfuz ettiği günümüzde ise görsel sanat ve görsel tasarımın kesişim alanı genişlemektedir. Görsel içerikler hem sanat hem de tasarım ürünü olabilmektedir” diyen Pektaş, dijital sanatların, Endüstri 4.0 çağını yaşamaya başlamış insanlığın yeni yaşantısının kültürünü oluşturduğunu, öncekinden radikal derecede farklı olan yeni görsel ve estetik algısını şekillendirdiğini ifade ediyor. 

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close