Genel

Geleceğin sağlık sektörü, önleyici ve öngörücü yapay zeka üzerine kurulu

Yapay zeka teknolojilerinin insanın özel ve iş hayatına katkıları artık tartışılmaz hale geldi. Geleceği belirleyeceği düşünülen bu teknolojinin insan için en büyük faydasıysa sağlık alanında. Yapay zekanın bu alandaki gelişimi öylesine büyük bir potansiyel vaad ediyor ki, sadece mevcut sağlık hizmetler ve iş süreçlerini kolaylaştırıp hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda öngörüsü sayesinde erken tanı ve teşhis kabiliyetiyle “hastalıkları önleyici” bir etken haline geliyor. Bu herseyden önce ölümlerin, hastalıkların azalacağı, yaşamın uzayacağı ve ekonomilerin büyük maliyetlerden kurtulacağı anlamına geliyor. 

Bu kapak çalışmasında bugün anlaşılması veya tedavi edilmesi güç, genetik veya immünoloji hastalıkların çözümü için tüm dünyanın yatırım yaptığı bir teknolojiden bahsedeceğiz. Zira gen ve nano teknolojilerle yapay zekanın birleşmesi, bilim dünyasındaki bilinmezlikleri çözüme kavuşturabilir.

Türkiye Sağlık Veri Araştırmaları ve Yapay Zeka Uygulamaları Enstitüsü’nün (TÜYZE) mart ayında kurulduğunu hatırlatarak ülkemizdeki kamusal çalışmalara değinmeye başlayalım. İşin, laboratuvar ve klinik araştırma kısmının çok değerli olduğunun ülkece farkındayız. Kullanılan mevcut yapay zeka destekli kamusal sağlık çözümleri günümüzde işimizi büyük ölçüde kolaylaştırıyor.

Her gün milyonlarca vatandaşımızın kullandığı Merkezi Hekim Randevu Sistemi ve eNabız uygulaması da elbette yapay zekadan yararlanıyor.

Sağlık Bakanlığımız bünyesinde geliştirilen sistemlerde hastanın hastaneye yatışından tanı ve raporların değerlendirilmesine pek çok iş ve dökümantasyon sürecinde yapay zeka kullanılıyor. Yapay zeka sağlık hizmetleriyle ilgili süreçlerin zaman ve planlamalarında da iş başında. Hastanın işlem süreçleri ve sağlık personelinin performanslarının takibinde de bu teknolojiden yararlanılıyor.

Yapay zekanın halk sağlığını ilgilendiren kısımları tahmin edeceğiniz üzere kitlesel bir etki alanına sahip.

İLAÇ GELİŞTİRMEDE BAŞROLDE

Araştırma, geliştirme ve özel sektördeki klinik ve pratik kullanımlara gelecek olursak…

Covid-19 pandemisiyle birlikte önemi artan ilaç geliştirme, hatta son haftalarda gündemde olan “kişiselleştirilmiş” aşı/ilaç tekniklerinin arkasında da yapay zeka var.

Robotik cerrahide de maestro yapay zeka.

Türkiye’deki sağlık (wellness, fitness uygulamaları da dahil) girişimleri görüntü işleme, veri analitiği, optimizasyon ve makine öğrenmesi alt kategorileri ve teknikleriyle bu teknolojiyi kullanıyor.

Girişimlerimizin çoğu, radyoloji alanına dahil olan görüntüleme işlemlerini analiz ederek ortaya hekime veya diğer sağlık personeline yardımcı olacak, asiste edecek “anlamlı” analitik sonuçlar çıkarıyor. Bazılarıysa B2C uygulamalarıyla kullanıcıya söz gelimi “kan değerlerin normal sınırların dışında” uyarısı göndererek olası bir hastalığın önlenmesine yardımcı oluyor. 

Bazıları bir hastanede yer alan tüm sağlık hizmeti süreçlerini optimize ederken, diğeri nefesinizi veya öksürüğünüzü dinleyerek Covid-19 başta olmak üzere ilgili hastalıklara ön tanı koyabiliyor.

Gartner’a göre dünya çapındaki yapay zekalı sağlık girişimlerinin değeri bu yıl 62,5 milyar dolar değerinde olacak. Yapay zeka sağlığın “bilgi yönetimi, otonom cihazlar, dijital çalışma ortamları, kitlesel verileri ve sanal asistan” alanlarında en çok yatırım alacak.



Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close