Genel

Hyperloop: sadece ulaşım değil, yeni bir yaşam teknolojisi

Bundan 10 yıl önce dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın Los Angeles’taki trafik yoğunluğunu, yerin altında bir tüpün içinde,  manyetik levitasyonun ve diğer ileri başka teknolojileri kullanarak çözmek üzere gündeme getirdiği bir ulaşım teknolojisiydi “Hyperloop.”

Şimdi adı Hyperloop Transportation Technologies (Hyperloop TT) olan şirketin CEO’su Dirk Ahlborn ile 2017’deki görüşmemde, hem bu girişim hem de hyperloop teknolojisi henüz doğmamış bir bebek gibiydi. Ana karnında büyümeyi bekliyordu. Ve hyperloop böylece popüler tabirle benim “radarıma girmişti.” Çünkü, bir tüp içinde uçaktan daha hızla, bin 200 km’de insan ve kargo taşıma kabiliyeti, insanlık için gerçekten büyük bir adım demekti.

Bu yeni teknoloji bütünü, yeni ulaşım ve hatta yaşam sistemi, aynı yıl Erciyas Holding’in de “radarına girmiş.” Çelikle devasa kargo taşıma işinde mühendislik alanında ülkemizde yeni teknolojileri uygulayan Erciyas, bugün oluşmakta olan ve Airbus başta olmak üzere Hitachi Rail gibi uluslararası markaların yer aldığı bu projenin yatırımcısı, çelik tedarikçisi ve teknoloji geliştiricisi.

Hyperloop beraberinde farklı alanlardaki pek çok teknolojinin kullanılacağı bir sistem ve bu ileri teknoloji sistemini öğrenmek Erciyas Holding’e nasip olacak. Bu, ülkemiz için de büyük bir kazanım. 

Hikayenin bu noktaya nasıl geldiğini şimdi Erciyas Holding İcra Kurulu Başkanı Emre Erciyas’tan dinleyelim: “Ahlborn 2017’de Türkiye’ye geldiğinde kendisine çelik boru fabrikamızı gezdirdik. Son 4-5 yıldır Hyperloop TT ile birlikte Hyperloop hattı boruları ile alakalı kısımlarda AR-GE çalışması yaptık, destek sağladık. Hyperloop konsepti, sürtünmesizlik ve vakum ortamı yaratılan boru hatları içerisinde ses hızına yani, saatte bin 200 kilometreye kadar yükselen hızlarda yük ve yolcu taşımayı öngören bir proje. Kara, deniz, hava ve demiryolundan sonra ‘5’inci Mod’ ulaşım yöntemi olarak adlandırılıyor.” 

İSTANBUL’DA YAŞAYIP ANKARA’DA ÇALIŞABİLİRSİNİZ

Beş kilometrelik gerçek boyutlu Hyperloop hattı prototipinin kurulacağı yer için birçok ülke rekabet ediyor. Erciyas Holding İcra Kurulu Başkanı Emre Erciyas; Brezilya, Kanada, Amerika, İtalya, BAE ve Suudi Arabistan çok istekli olduğunu, kendilerinin ise Türkiye’de olmasına çalıştıklarını söylüyor.

Elon Musk fikren yola megapollerin ulaşım sorununu çözmek için çıkmış olabilir. Ancak geçen 10 yıl içinde Hyperloop ulaşım modeli bir yaşam şekline dönüşmüş durumda. Değeri de buradan geliyor. Emre Erciyas bu dönüşümü şöyle anlatıyor: “Bugün artık Avrupa’da çoğu ülke 2.5 saatten daha kısa süreli uçak yolcu hatlarını kaldırıyor. Bu hatların şimdi demiryolu, gelecekte ise Hyperloop ile ikame edilmesi düşünülüyor. Hyperloop hatları için ideal mesafelerin 500 – bin 500 km arasında olması öngörülüyor. Hatlar yerde değil, yukarıda dikmeler (pylons) üzerinden gideceği için altında hayat yine devam edecek. 

Proje, aynı zamanda gayrimenkul geliştirme işine de önemli bir katkı sağlayacak. Örneğin; bugün Hamburg Limanı HyperPort kargo projesinin en büyük destekçisi. Onların kargolarını taşımak için HyperPort ve HyperCargo projeleri geliştiriliyor. Hamburg Port bulunduğu alan itibariyle artık daha fazla büyüyemiyor. Limanın içinde bulunduğu arsa Almanya’nın en kıymetli deniz kenarı arsası. Bu nedenle büyüyebileceği bir alan yaratmak, depolama ve elleçleme alanını Almanya’nın ortasında bir yere taşımak istiyor. Kıyıdaki limanda sadece iskele kalacak ve gemiler yük indirme-bindirme yapacak. 

Bir başka örnekse Kadıköy Limanı. Şu an şehrin göbeğinde denizin en güzel yerinde bir konteyner limanı olarak faaliyet gösteriyor. Oysa bu konteyner limanını alsak Konya Ovası’na taşısak, orası sadece gemilerin yük indirme-bindirme yer olsa. Bu yükler Hyperloop’la daha geniş farklı bir depolama alanına taşınsa ve oradaki deniz kıyısı da insanların daha fazla faydalanabileceği bir alana dönüştürülse daha güzel olmaz mı? Gayrimenkul projesi demek istediğim şey aslında bu. 

Bunun yanında Hyperloop ile artık mesafeler de ortadan kalkıyor. İstanbul- Ankara arası 20-25 dakika gibi bir süreye inecek. Eviniz ve çalıştığınız yer farklı şehirlerde olabilecek.”

DÖRT METRE ÇAPINDA SPİRAL SERİ ÜRETİM

Erciyas Holding İcra Kurulu Başkanı Emre Erciyas (Solda) ve Hyperloop TT CEO’su Dirk Ahlborn. Erciyas Holding, bu yılın başında 5 kilometrelik gerçek boyutlu operasyonel Hyperloop hattı prototip projesinin yatırımcısı ve tedarikçisi olmak üzere Hyperloop TT ile anlaşma imzaladı.

İlk etapta kargo taşımacılığını öngören bu projenin, insanlı ulaşım kısmına ise sonraki süreçte geçilebileceğini paylaşan Emre Erciyas, bu uluslararası oluşumda kendilerine düşen rolü ve kullanacakları teknolojiyi şöyle anlatıyor: “Biz Erciyas olarak, trenin içerisinde gideceği çelik boruları ve boru ekipmanlarını ENKA’nın iştiraki Çimtaş ile beraber yapıyoruz. Hyperloop için içerisinde trenin gidebileceği 4 metre çapında çelik borular gerekiyor. Dünyada şu anda bu büyüklükteki boruları üretebilen firmalar var ama bunu spiral kaynaklı seri üretim şeklinde yapabilecek tek firma biziz.  

Bu boru hattında, çeliğinden kaynağına tüm malzemelerin üretiminde özel çalışmalara ihtiyaç duyuluyor. Örneğin, makinedeki kontroller, malzeme kontrolü, kaynak kontrolü, kaynakların tamamını yüzde yüz  ultrasonla kontrol ediyoruz. Ses veriyoruz kaynağın içine ve malzemeden yansımasıyla kaynağın içindeki gözeneklerin boyutuna bakıyoruz. Kalite kontrol kısmını ultrason ile yapıyoruz, ardından bütün boruyu x-ray’a sokuyoruz.”

5 KM’LİK İLK DÖŞEME TÜRKİYE’DE OLABİLİR Mİ?

Beş kilometrelik gerçek boyutlu Hyperloop hattı prototipinin kurulacağı yer için birçok ülke rekabet ediyor. Erciyas Holding İcra Kurulu Başkanı Emre Erciyas; Brezilya, Kanada, Amerika, İtalya, BAE ve Suudi Arabistan çok istekli olduğunu, kendilerinin ise Türkiye’de olmasına çalıştıklarını söylüyor.

HAVA VE KARA ULAŞIMINDAN 10 KAT ENERJİ POZİTİF

Trenin kullanacağı enerji için hattın tamamı güneş panelleriyle kaplanacak. Böylece proje, ihtiyaç duyduğu tüm enerjiyi kendi güneş panellerinden sağlamış olacak. Güneş panellerinin ise, projelerin yapılacağı ülkeye göre lokal üreticilerden temin edilmesi planlanıyor. Hava ve kara ulaşımından 10 kat daha enerji pozitif olacak.


Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close