Genel
“Yapay zeka eğitimde fırsat eşitliği sunuyor”

Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Gazi Yapay Zeka Merkezi Direktörü Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu siber güvenlik ve yapay zeka konusunda ülkemizin en önemli akademisyenlerinden biri. Özellikle siber güvenlik ve bilgi güvenliğinin gelişimine çok önemli katkıları bulunuyor. Gazi Üniversitesi Yapay Zeka Merkezi adına ulusal ve uluslararası alanda çalışmalar ve görüşmelerde bulunan Sağıroğlu da Kasım 2022’den sonra yapay zeka devriminin başladığı görüşünde.
Sağıroğlu içinde bulunduğumuz dönemi şöyle yorumluyor: “Yüzyılın en önemli teknolojik çözümü. Doktorasını bu konuda yapmış ve 35 yıldır bu alanda çalışan ve katkı veren bir öğretim üyesi olarak bu gelişmelerden çok memnun olduğumu belirtmek isterim. Çalışmalarda temel amaç, insan beyin sistemini matematiksel olarak ifade etmek ve taklit ederek zeki modeller, sistemler, algoritmalar veya çözümler geliştirmek ve bunları insanlığın hizmetine sunmaktır. ChatGPT gibi bugün yüzün üzerinde Üretken Yapay Zeka robotlarının buna hizmet etmesi çok sevindirici. Bu devrimi riskli gören ve kullanımını yasaklayan 20’ye yakın ülke olsa da zaman içerisinde bu riskleri minimize edecek bilimsel çözümler mutlaka geliştirilecektir. Bu devrim, kullanıcının sadece bilgiye erişmesine değil; hızlı öğrenmesine, kendisini geliştirmesine ve üretmesine katkı verebilecek, yetkinliklerimizi artıracak, süreçlerimizi değiştirecek. Sonuçta toplumların kısaca insanların kendilerini herhangi bir aracı olmadan eğitmede, geliştirmede ve katkı vermede büyük bir devrimdir. Bu devrim öngörülemeyen fırsatları içerisinde barındırsa da riskleri de barındırıyor. İlerlemelerin kontrollü olacağı da aşikar.”

Şeref Sağıroğlu , Üretken Yapay Zeka araçlarıyla birlikte hayatımıza “promptlamak” (araca bir metin girerek istenilen sonucu alma eylemi) kelimesinin girdiğini, buna bağlı olarak “prompt mühendisliği” mesleğinin oluştuğuna işaret ederek, geleceğin mesleklerinin nasıl oluşacağı konusunda şu değerlendirmede bulunuyor: “Dil öğrenme, öğretme ve değerlendirme yapma, yazılım geliştirme, makale ve bildiri okuma ve yazma gibi katkılarının yanında yönetim ve denetim şekillerimiz, hastalıklarla, suçlarla ve işlerle uğraşma yaklaşımımız da değişecek. Hastaya, öğrencilere, çalışanlara, hayata bakış açılarımız ve yaklaşımlarımızda farklılaşmalar olacak.
Yapay zeka okuryazarlığı artık en önemli eğitim alanı olacak. Biz öğretim üyeleri içinde ders veriş şekillerimiz, örneklendirmelerimiz, sunuş ve anlatış şekillerimiz değişecek, sınıflara gerek kalmayacak, öğrencilere ders anlatma yerine yeni nesil mentörlük veya danışmanlık yapmak, interaktif dersler vermek, avatarlarımız ile zamandan ve mekandan çalışmalar yürütebileceğiz. Pek çoğumuz da işsiz kalabilir.
İşlerini zekice yapmayı ve okumayı, bir değil birden çok dil öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi, farklı olmayı, entelektüel kapasiteyi artırmayı isteyenler için fırsat geldi ve her yerde. Fırsat eşitliği özellikle de ‘eğitimde fırsat eşitliği’ her zamankinden daha fazla.”
Prof. Dr. Sağıroğlu, hem bir akademisyen hem de mühendislerin seslerini dile getiren bir uzman olarak şu önemli eklemeleri de yapıyor: “Büyük yapay zeka dil modellerinin mesleklerin değişimi ve gelişimine büyük katkılar sağlayacağını değerlendiriyorum. Hızlı bir şekilde pek çok kullanıma hazır olması, çok yönlü kullanım için ideal bir ortam sağlaması, çok dilli sohbet yapma yeteneğine sahip olması, düşük güç tüketimi olması ve mobil cihazlar için ideal olması, farklı bilgi seviyesinde cevaplar üretmesi, matematik denklemleri çözebilmesi, pek çok dilden çeviri yapabilme ve sorulara cevaplar üretme, 100’ün üzerinde programlama diline destek verme, sektörel uygulamaları destekleyecek hizmetleri sunma, sanatsal tasarımları destekleme, 3 boyutlu tasarım yapabilme, sesli komutlarla çalışabilme, resim ve görüntüleri kıymetlendirebilme, verileri etiketleyebilme, toplantıları tutanakları oluşturma ve bunları pek çok dile dönüştürme, mesleki standartlara uygun çok farklı dilde içerik üretme, mesleki eğitimin güncel olarak verilmesine katkılar sağlama, test raporları hazırlama, olası riskleri raporlama, mevcut verileri değerlendirerek istenilen formata uygun olarak içerikleri dönüştürme, istenilen dillerde makaleler yazma, bir mesleğin değişimi ve dönüşümü için önemli adımlar…
Özellikle elektrik, elektronik, biyomedikal, haberleşme ve kontrol mühendisliği meslekleri temel alındığında projelendirme, işlerin planlanması ve takibi, denetim süreçleri, kamuoyu adına denetim faaliyetlerinin daha yakın takip edilmesi, elektriksel risklerin önceden öngörülüp giderilmesi, iş kazalarının azaltılması, elektrik şebekelerinde oluşabilecek hata ve kesintilerin önceden öngörülmesi, kestirimci bakımın daha hızlı ve düşük maliyetlerle gerçekleştirilmesi, mesleki eğitimin daha hızlı ve kaliteli verilmesi, yangın risklerinin azaltılması veya sıfırlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının optimal olarak tasarlanması, izlenmesi ve yönetilmesi, siber güvenliğinin daha yüksek seviyede sağlanması, metaverse ve blokzincir gibi teknolojilerin kullanımının kolaylaşması, yeşiL mutabakatı destekleyici unsurların yapılandırılması, elektrikli araçların planlı olarak yönetimi, enerji verimliliğinin artırılması, sadece şehirlerin değil araçların, binaların, sistemlerin ve yapıların akıllandırılması ve veriye dayalı olarak otomatik olarak yönetilmesi, şehir güvenliğinin ve emniyetinin artırılması, biyomedikal alanlarda ise hasta takibi, tetkik ve izlenmesinin otomatikleştirilmesi, otomatik tarama ve izleme cihazların geliştirilmesi, mevcut sistemlerin kalibrasyonlarının otomatik takibi ve güncellenmesi, sürdürülebilirlik gibi kavramların desteklenmesi bunlara verilebilecek bazı örneklerdir.”



