Genel

Yapay zeka enerji krizi, yeni enerji devrimini tetikleyecek

Yapay genel zeka gerçekleşir mi? Gerçekleşecekse ne zaman?  Ne kadar donanım ve veri merkeziyle? Enerji kaynakları yetecek mi?

Şöyle söyleyeyim, enerji krizi, yeni bir enerji devrimini tetikleyecek!

Tersten soracak olursak, enerji krizi gerçek mi? Cevabı; “Mevcut donanımla, evet!” 

Kar gütmeyen kuruluş Özel Rekabetçilik Çalışmaları Projesi (Special Competitive Studies Project) Yönetim Kurulu Başkanı Eric Schmidt durumu rakamlarla ortaya koydu. 

Schmidt, teknoloji dünyasının en itibarlı isimlerinden biri.  Google’ın eski CEO’su. Vurucu, güvenilir bir tarzla konuşur.

Schmidt, ABD Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komitesi’nin nisan ayında düzenlediği “Enerjiyi Zekya Dönüştürmek: Yapay Zeka Teknolojisinin Geleceği, İnsanlığın Keşfi ve Amerika’nın Küresel Rekabet Gücü” isimli oturumda şu çarpıcı konuşmayı yaptı:

“Bizim sizden ihtiyacımız olan şey enerji… Her türlüsü;
yenilenebilir ya da yenilenemez fark etmez. Enerjinin hazır ve hızlı bir şekilde erişilebilir olması gerekiyor. Şu anda insanlar sadece çeviri yapabilmek için 10 gigawatt’lık veri merkezleri planlıyor.
Kıyaslamak gerekirse, ABD’de ortalama bir nükleer santral 1 gigawatt üretim kapasitesine sahip.
Yani şöyle bir düşün: Böyle büyük bir veri merkezini beslemek için bir yılda kaç nükleer santral kurabiliriz?
Bu soru bile yaşadığımız enerji krizinin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.

Bazı tahminlere göre, yapay zeka ve veri merkezleri gibi sistemlerin enerji talebi, toplam enerji üretiminin yüzde 3’ünden yüzde 99’una kadar çıkabilir.
En makul tahminlerden biri de şu:
2027’ye kadar veri merkezleri fazladan 29 gigawatt,
2030’a kadar ise 67 gigawatt daha enerjiye ihtiyaç duyacak.

Yani konuştuğumuz şey, şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en büyük endüstriyel ölçek. Gerçekten de bu işin büyüklüğü akıllara durgunluk veriyor.”

❌ Eric Schmidt’in ABD Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komitesi’ndeki konuşması Youtube’dan kaldırılmış. Şaşırmadım. Üç ay önce Google ile ilgili yaptığı açıklamalar da 2 günde kaldırılmıştı. 😮

Bu durum akıllara zarar mı, göreceğiz. Teknoloji devleri “durmamak” için bu işlem gücünü karşılayacak üzere yeni yatırımlar yapacak gibi görünüyor.

🔋 1. Yenilenebilir Enerji Kaynakları (Yeşil ve Temiz Çözümler)

Yapay zekanın “sürdürülebilir gelişim”le uyumlu olması için en çok tercih edilmek istenen enerji türleri:

  • Güneş Enerjisi ☀️ – Özellikle veri merkezleri için çatı panelleriyle destekleniyor.
  • Rüzgar Enerjisi 🌬️ – Büyük teknoloji şirketleri offshore (deniz üstü) rüzgâr santrallerine yatırım yapıyor.
  • Hidroelektrik 💧 – Özellikle Kanada gibi yerlerde “AI-friendly” (yapay zeka dostu) veri merkezlerinde kullanılıyor.
  • Jeotermal ve Biyokütle – Daha az yaygın ama uzun vadede seçenekler arasında.

🎯 Google ve Microsoft gibi devler, yapay zekalı sistemlerini yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle çalıştırma hedefi koydu.

⚡ 2. Yenilenemez Enerji Kaynakları (Şimdilik Vazgeçilemeyenler)

  • Doğalgaz ve Kömür – Ne yazık ki hala birçok bölgede veri merkezlerinin temel gücü.
  • Nükleer Enerji ☢️ – “Karbon salınımı sıfır” olduğu için bazı uzmanlar bunu yapay zeka için ideal enerji kaynağı olarak görüyor.
    Şu an en popüler tartışmalardan biri: mikro nükleer reaktörler kurmak.

🌍 3. Yeni Nesil Alternatifler

  • Yeşil Hidrojen – Uzun vadeli, taşınabilir enerji çözümü olarak düşünülüyor.
  • Enerji Depolama Sistemleri – Yapay zeka veri merkezlerinin, düşük tüketim saatlerinde yenilenebilir enerji biriktirip sonra kullanması hedefleniyor (battery farms 🔋).
Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close