Genel

Tarihin en hızlı büyüyen yazılım girişimi: Lovable & Vibe Coding devrimi

Avrupa’nın yapay zeka alanındaki en hızlı yükselen girişimlerinden biri olan Lovable, sadece sekiz ay gibi kısa bir sürede yıllık tekrarlayan gelirini (ARR) 100 milyon doların üzerine çıkararak “centaur”  oldu. (Centaur” yıllık tekrarlayan geliri (ARR) 100 milyon doların üzerine çıkan şirketler için kullanılıyor.)

Yani değerleme değil, gerçek ve sürdürülebilir gelir eşiği üzerinden tanımlanıyor.
Özellikle SaaS (abonelik temelli yazılım) şirketleri için, “büyümenin ötesinde artık olgun bir gelir canavarı” olduklarını anlatıyor.

statüsüne ulaştı. İsveç merkezli bu “vibe coding” platformu, geçtiğimiz hafta unicorn unvanını aldıktan sonra hız kesmeden bu yeni başarıya imza attı.

Lovable’ın sunduğu yapay zeka destekli web sitesi ve uygulama oluşturma platformu, kullanıcıların kod yazmadan yalnızca sohbet ederek istedikleri projeleri yaratmasını sağlıyor. Şirketin 2,3 milyondan fazla aktif kullanıcısı ve 180.000 ücretli abonesi bulunuyor. Sadece 45 kişilik küçük bir ekibe sahip olan Lovable, çalışan başına düşen gelirle de teknoloji dünyasında dikkatleri üzerine çekiyor.


Bu arada “vibe coding” aslında klasik bir yazılım geliştirme yöntemi değil, son zamanlarda özellikle yapay zekâ destekli platformlar için ortaya çıkmış bir pazarlama terimi.

Genelde şu anlamda kullanılıyor:

  • Kod yazmadan veya minimum kodla, AI (özellikle üretken yapay zekâ) yardımıyla web sitesi, uygulama veya prototip oluşturmak.
  • Kullanıcı, sadece “ne yapmak istediğini” tarif ediyor (mesela “şöyle bir web sitesi istiyorum, modern ve minimalist bir tasarım” diye), AI da tasarımı, kodu ve işlevleri otomatik oluşturuyor.
  • “Vibe” kısmı, daha çok tasarımın hissini, tarzını yapay zekayaanlatmaya dayalı bir yaklaşım olduğu için kullanılıyor.

Özellikle Lovable gibi platformlar bu terimi çok öne çıkardı. Aslında “no-code/low-code + AI” ile aynı mantıkta, ama daha sezgisel ve stil odaklı bir süreç vurguluyor.


Gelirlerinin büyük kısmını aboneliklerden elde eden Lovable, agresif satış stratejilerinden uzak duruyor. CEO Anton Osika, Haziran ayında 75 milyon dolar olan ARR’yi duyurduktan kısa süre sonra, kullanıcılarını daha uygun fiyatlı ve iş birliği odaklı bir plana taşıdıkları için tek bir günde 1,5 milyon dolar ARR kaybettiklerini açıkladı. Bu karar, müşteri memnuniyeti ve uzun vadeli sürdürülebilir büyüme hedeflerinin göstergesi olarak yorumlanabilir.

Platform, herkesin yalnızca sohbet ederek web siteleri, uygulamalar veya araçlar oluşturmasına olanak tanıyor. Kullanıcılar ne istediklerini tarif ediyor, @lovable.dev ise kodlama, tasarım, backend, veritabanı ve hatta yayına alma süreçlerinin tamamını üstleniyor. 

Lovable, kurumsal pazardaki konumunu güçlendirmek için yeni “Business” planını devreye aldı. Bu plan, tek oturum açma (SSO), özel proje yönetimi, şablonlar ve veri kullanımından vazgeçme seçeneği gibi iş dünyasına özel özellikler sunuyor. Klarna, HubSpot ve Photoroom gibi güçlü referanslara sahip olan Lovable, bu adımla kurumsal kullanıcıların vibe coding teknolojisine yönelik çekincelerini aşmayı hedefliyor.

CEO Osika, platformda bugüne kadar 10 milyondan fazla projenin oluşturulduğunu ve bu projelerin şirketlere ciddi gelir sağladığını belirtiyor. Avrupa’da 100 milyon dolarlık ARR kulübü henüz sınırlı sayıda şirketi içerirken, yapay zeka alanındaki büyüme ivmesiyle bu kulübün giderek genişlemesi bekleniyor. Nvidia destekli Synthesia gibi diğer şirketler de bu kulübe yeni katılanlar arasında.

Lovable’ın yükselişi, yapay zeka destekli yazılım geliştirme alanında yeni bir dönemin habercisi. “Vibe coding” gibi yenilikçi yaklaşımlar, teknik bilgiye sahip olmayan kullanıcıların da yaratıcı projeler geliştirmesine olanak tanırken, teknoloji dünyasında sınırları yeniden çiziyor.

Aslına bakarsanız @Lovable.dev temelleri sekiz ay önce atılan bir girişim değil.

İlk Lovable versiyonu başarısız olunca, sadece basit oyunlar veya statik web siteleri değil daha fazlasını yapacak şekilde yeniden tasarlandı. Lovable, ekibin Kasım 2024’te yeniden lansman yapmasının ardından sadece bir ay içinde 5 milyon dolardan fazla gelir elde etti.

Şu anda Lovable, portföy siteleri ve basit prototiplere odaklanması, onu Figma gibi önceki nesil unicornlar ve Wix, Squarespace gibi web sitesi oluşturucularla doğrudan rekabet içinde yapıyor. Tüm bu şirketler kendi yapay zeka araçlarını geliştiriyor. Figma bu yılın başlarında bir kod oluşturucu çıkardı, Haziran ayında ise Nasdaq’ta listelenen Wix, altı aylık bir yapay zeka kodlama startup’ını 80 milyon dolara satın aldı.

Lovable’ın bazı sınırları var. Web tasarımında oldukça başarılı, ancak daha karmaşık uygulamaların altyapısı hala insan dokunuşu gerektiriyor. Hollandalı yapay zeka mühendisi Lennert Jansen için Lovable ile yapılan bir prototip, Y Combinator’da yer bulması için yeterli oldu. Jansen’in startup’ı Airweave, Gmail gibi uygulamaları yapay zeka ajanları, yani özerk kod parçacıklarıyla bağlamaya yardımcı oluyor. Bu nedenle Bu başarı, #YapayZekaAjanı olayının piyasalarca nasıl karşılandığının da bir göstergesi…

Lovable teknik altyapıda zorlansa da Jansen ve kurucu ortağı bunu elle kodlayıp Lovable’ın kalan kodlarını yeniden yazdılar. Yine de Lovable’ın erken aşamadaki işlerini hızlandırması önemli zaman tasarrufu sağladı. Jansen, “Lovable olmasaydı, bize bu somut başlangıç noktasını vermezdi. Bu, pazarın hızını düşünürsek büyük bir kazançtı,” diyor. Şimdi Airweave aylık 17.000 dolar gelir elde ediyor ve yakın zamanda 6 milyon dolar yatırım aldı.

Accel liderliğinde gerçekleştirilen 200 milyon dolarlık yatırım turuyla desteklenen ve Mark Cuban gibi melek yatırımcıların da katıldığı @lovable.dev, teknik engeller olmadan üretim yapmak isteyen girişimciler ve kurucular için hızla tercih edilen bir platform haline geliyor.

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close