Genel

Başarıya giden yol network mü? Kişisel ilişkiler mi?

Bilmiyorum bu işin uzmanları ne düşünür ama ben New York Üniversitesi Profesörü ve NY Times Best Seller’ı Suzy Welch’ın şu teşhisini çok sevdim: Networking işe yarayan birşey değil, asıl arkadaşlık başarı getiriyor.”

İdealist ve romantik biriyim kabul ama insanların iş yaşamında başarılı olmak için “network olmazsa olmaz” düşüncesinin çok yorucu olduğunu düşünenlerdenim…

Suzy Welch, ödüllü NYU Stern İşletme Fakültesi profesörü, saygın bir araştırmacı, popüler bir podcast yayıncısı ve üç kez New York Times çok satan yazarıdır. En son kitabı, “Becoming You: A Proven Method for Crafting Your Authentic Life and Career” (Kendin Olmak: Gerçek Hayatını ve Kariyerini İnşa Etmenin Kanıtlanmış Yöntemi) ile büyük ilgi gördü.

Suzy Welch

Harvard Üniversitesi ve Harvard İşletme Okulu mezunu olan Dr. Welch, Wall Street Journal için makaleler kaleme alıyor ve kamu- özel şirketlerin yönetim kurullarında görev alıyor. Anlayacağınız, alanında otorite sahibi bir akademisyen-iş kadını.

Geçenlerde şöyle bir makale yazmış. Bakınız…

“Sonunda başarı üç şeye dayanıyor. Eğer birincisinin şans olduğunu düşünüyorsan, üzgünüm! Bu sadece bir klişe olurdu.

Tamam, kabul, elbette şans önemlidir. Hem de çok büyük şeylerde: nerede ve ne zaman doğduğun, sağlığın, sınıfsal konumun, ırkın. Ama küçük şeylerde de işe yarar… Mesela Tampa–Chicago uçağının 45. sırasındaki yolcunun ürününü sevip seni iflastan kurtaracak siparişi vermesi gibi.

Ama şans, tanımı gereği rastlantısaldır. Kariyer yollarını inceleyen bir işletme akademisyeni olarak gördüm ki, uzun vadeli başarı şanstan ayrı olarak PIE formülünün bir sonucudur. Bu kısaltma şunların kalitesine işaret eder:

  • Personal relationships (Kişisel ilişkiler)
  • Ideas (Fikirler)
  • Execution (Uygulama / hayata geçirme)

Üniversite öğrencilerine, hem aileleri hem de hocaları sürekli şunu söylüyor: network yap, network yap, network yap. Bence bu tamamen saçmalık.

Z Kuşağı çok zor bir iş piyasasıyla karşı karşıya—bu durum genç profesyonelleri iş ararken özgeçmişlerini gizlice kutu kutu donutlarla tanıtmaya ya da konferanslarda garsonluk yaparak kapıdan içeri adım atmaya zorluyor. “

Ben bu networking “kafasının” bir noktada, “kişisel ilişkilerin başlamasına vesile” olduğunu düşünüyorum.

Ne dersiniz?

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close