Genel
Depremi öngörmeye çabalıyor

İstanbul’da 26 Eylül günü yaşanan deprem bir kez daha nefeslerimizi tutmamıza neden olurken, hepimiz “Bir deprem daha yaşanacak mı? Büyüklüğü ne, merkezi neresi olur?” sorularının cevabını aradık. Bu sorular deprem felaketini sıklıkla yaşayan ABD, Japonya, Şili, Endonezya gibi ülkelerde de gündemden düşmüyor. Bu nedenle bilim ve teknoloji dünyası, can ve mal kaybının önüne geçmek için çeşitli teknolojilerden yararlanıyor. Bu teknolojiler arasında yapay zeka da yer alıyor.
İstanbul depreminin ardından gündeme gelen ve “deprem kahini” olarak tanınan Hollandalı bilimadamı Frank Hoogerbeets‘in tahminlerinin doğru çıkması üzerine, kullandığı Solpage isimli yazılımı incelemeye aldım. Acaba Hoogerbeets‘in Solpage‘i yapay zekanın öngörü kabiliyetinden yararlanıyor olabilir miydi? Hoogerbeets‘in Ditrianum isimli internet sitesi üzerinden Solpage ile ilintili az ve öz bilgiyi okuduktan sonra, bu programda herhangi bir yapay zeka tekniği kullanılıp kullanılmadığını sordum. Ditrianum e-posta üzerinden, “bu yazılımın tamamen kendi geliştirdikleri tekniklerden oluştuğu ve yapay zekadan yararlanılmadığı” açıklamasını yaptı. Ancak dünyanın dört bir yanında depremi, zamanını ve yerini tahmin etmek üzere yapay zeka algoritmaları devrede.
Bunlardan ilki, üç yıl önce yazdığım, ABD’de geliştirilen ConvNetQuake. Bu nöral ağ yazılımı, depremi ve yerini tespit etmek üzere tasarlanmış. Ancak şu ana kadar başarabildiği, yerin altından gelenin ses mi, yoksa gerçekten bir deprem mi olup olmadığını tespit etmek. ABD’li bazı sismologlar, yerin altından gelen seslerin küçük şiddetli depremlerin tespitini zorlaştırdığını, bu tespitin bile büyük depremlerin hissedilmesinin önünü açabileceğini söylüyor.
SİSMOLOGLAR KADAR İYİ

Almanya’nın önde gelen araştırma ve eğitim kurumlarından Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü (KIT), yaz aylarında sismik dalgaların geliş zamanını ve böylece depremin merkezini tam olarak tespit etmeyi amaçlayan bir nöral ağ geliştirdiğini duyurdu. Sismolojik Araştırma Çalışmaları (Seismological Research Letters) isimli bilim dergisinde de yayınlanan bu çalışmada, yapay zekanın verileri deneyimli bir sismolog kadar iyi ve yerinde analiz edebildiği ortaya çıktı. Sismologlar dalgaların ilk geldiği anı bilmenin ne kadar hayati olduğunun altını çizerken, bazen artçıların ana depremden çok daha yıkıcı olabileceğini belirtiyor.
KIT‘nin Jeofizik Enstitüsü’den Prof. Andreas Reitbrock, “Elde ettiğimiz sonuçlar yapay zekanın deprem analizini önemli ölçüde ilerletebileceğini gösteriyor. Sadece büyük veri hacimlerini analiz ederek değil. Sınırlı sayıda veriseti varsa bile çok işe yarıyor” diye konuştu.
KIT, Liverpool ve Granada üniversiteleriyle yaptığı ortak bir çalışmadaysa evrişimli sinir ağları kullanarak (CNN) Şili‘deki sismik bir ağının başlangıç aşamalarının tespit etmeye çalışıldı.
Depremde farklı tiplerde sismik dalgaların oluştuğunu hatırlatan sismologlar, bunların öncül ve ikincil dalgalardan oluştuğunu belirtiyor. Sismoloji istasyonuna önce hızlı olan öncül, ardından yavaş olan ikincil dalgalar geliyor. Bu dalgalar sismogramlarda kaydediliyor.

Üç kurumdan uzmanlar, CNN‘yi küçük bir veri seti olarak kabul edilebilecek, Şili’in kuzeyinde meydana gelen 411 deprem ile eğitti. CNN, öncül ve ikincil dalgaların geliş zamanını tespit etmekle kalmadı, bunu bir sismoloğun manuel seçme veya sismoloji öngörüsünde kullanılan klasik seçme algoritmasından yüksek bir oranda tahmin oranıyla gerçekleştirdi.
Görüldüğü gibi, dünya bu doğal felaketi önlemek için kolları sıvamış, mevcut olan yapay zeka teknolojilerini devreye sokmuş durumda. Algoritmaların kaydettiği aşamalar, ilerleyen yıllarda belki de depremin zamanı ve yerini ilişkin bir öngörüye varabilir.



