Genel

Fakefluencer’lar değil, Influencer’lar konuşsun!

Çin’de 25 Ekim’de yürürlüğe giren yeni bir yasa, influencer’ların tıp, hukuk, eğitim ve finans gibi hassas konularda sosyal medya içeriği üretmeden önce resmî niteliklerini kanıtlamalarını zorunlu kılıyor. Bu adım, internetteki yanlış bilgilendirmeyi (dezenformasyonu) önlemeyi amaçlıyor. Kurallara uymamanın cezaları, içeriklerin kaldırılmasından hesapların askıya alınmasına kadar değişiyor; ayrıca yaklaşık 14 bin dolar kadar para cezası da verilebiliyor..

Çin, bu tür bir düzenlemeyi hayata geçiren ilk büyük ülke. Amaç, çevrimiçi içeriklerde kamu güvenini korumak ve yanlış bilgilendirmeyi önlemek. Yasa, dünya çapında influencer’lara yönelik en katı “uzmanlık doğrulama” sistemlerinden biri olarak görülüyor ancak sansür ve ifade özgürlüğü kısıtlamaları konusunda da endişe yarattı. 

Yasayı düzenleyen Çin Siber Uzay İdaresi (CAC) ise düzenlemenin, internette yayılan yanıltıcı içerikler ve zararlı tavsiyelere karşı halkı korumak amacıyla getirildiğini belirtti.

Bundan böyle içerik üreticiler, düzenlemeye tabi alanlarda paylaşım yapmadan önce uzmanlıklarını kanıtlayan belgeleri sunmak zorunda olacak. Bu belgeler, ilgili alanda alınmış diploma, lisans ya da sertifika gibi kanıtları içerebilecek.

Çin’in top influencer’ı Çin-İrlanda asıllı oyuncu Steven He

Sadece influencer’lar değil; Bilibili, Weibo ve TikTok’un Çin versiyonu olan Douyin gibi platformlar da kendi bünyelerindeki içerik üreticilerinin kimlik ve uzmanlık bilgilerini doğrulamakla yükümlü olacak. Teknoloji sitesi 36Kr, sağlık ve finans alanındaki influencer’ların yüzde 90’ının bu düzenlemeden etkileneceğini bildirdi.

Ayrıca paylaşılan içeriklerde uygun atıflar ve uyarılar bulunması gerekecek. Platformlara içerik yükleyen kişiler, artık materyalin yapay zeka ile üretilip üretilmediğini veya araştırmalara dayanıp dayanmadığını da açıkça belirtmek zorunda olacak. Eleştirmenlerse, yasanın kimin “uzman”  sayılacağına karar verme yetkisini otoritelere çok fazla verdiğini savunuyor.

Çin’in top Instagram influencer’ı Jessica Wang

CAC ayrıca, tıbbi ürünler, takviyeler ve sağlık gıdalarının reklamını da yasakladı. Bu adım, “eğitici video” kılığında gizli reklamların önüne geçmek amacıyla atıldı. Kararı olumlu karşılayanlar, bu sayede platformlarda daha bilinçli içeriklerin görüleceğini düşünüyor. Bazıları ise yalnızca ilgili alanda nitelikli kişilerin konuşmasına izin verilmesi gerektiğini, bunun yanlış bilgi yayılmasını önleyeceğini savundu

CAC, kuralların yaşam tarzı, eğlence veya kişisel hikayelere yönelik içerikleri kapsamadığını da vurguladı. Örneğin sokak lezzetleri hakkında video çeken bir yemek vlogger’ı, bu yiyeceklerin kanseri iyileştirdiğini iddia etmediği sürece yasadan etkilenmeyecek.

Bence Türkiye, BTK ve RTÜK, Çin’in durumu devlet eliyle düzenlemeye bağlayan bu kararını iyisiyle, kötüsüyle incelemeli. Mesele bu kararın hangi ülkede alındığı değil. Benim demek istemem; yanlış bilgiyle #dezenformasyon #mizenformasyon mücadelenin platformlardan ve kişilerden mi yoksa devletin de adil yönlendirmesiyle mi olacağı asıl mesele…

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close