Genel

İnsanın yerine değil, insan için

IBM Exclusive

Yapay zeka artık hepimizi ilgilendiren bir konu. Kullandığımız cep telefonları, dijital dönüşümün merkezinde yer alan mobil uygulamalar, sigortacılık ve bankacılık sektörleri başta olmak üzere farklı iş sektörlerinde “farkında olmadan” bu teknolojinin avantajlarını yaşıyoruz. Bir yandan da “yapay zeka distopyasının” gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceği düşüncesi içimizi yiyor.
“Yapay zekadan gerçekten korkmalı mıyız?” ve “Türkiye’de kurumlar bu teknolojiyle ne kadar içiçe ve dünyadaki gelişmelerin neresinde yer alıyor?” sorularının cevabıysa, hem bireylerin hem de kurumların geleceğe yön vermeleri açısından ortaklaşa merak ettiği konu. Watson’ınıyla yapay zekanın gelişim tarihinde 1990’lı yıllardan sonra önemli bir yer tutan ve “yapay zeka-nesnelerin interneti (IoT)” çözümleri için kurumsal hizmet sunan IBM, bu soruları en doğru şekilde cevaplayabilecek uluslararası adres.
Nicholas Anderson, IBM Türkiye’nin ülke stratejisti, yani IBM’in küresel iş stratejileri politikalarını Türkiye’deki kurumlara nasıl entegre edileceğinin yol haritasını çiziyor. İngiliz Anderson, 10 yıldır Türkiye’de. Türk eşi ve Türk kültürüyle muhteşem entegrasyonu sayesinde, Türkiye ile IBM arasında iyi bir köprü olmayı başarmış. Türk kültürünün teknolojiyle olan ilişkisini, dijital dönüşümde kat ettiği yolu objektif gözle yorumlayabilen Anderson’ın ilginizi çekebileceğini düşündüğüm bazı gözlemleri var: “Türk insanı teknolojiyi kullanmayı seviyor, ancak abaküs usulüyle… Teknolojiye yatırım yapmadan önce elle tutulabilir, somut veriler arıyor.” Öte yandan Anderson’a göre, “Türkiye, dünyanın çok az yerinde olan bir bankacılık sistemine sahip.” “Burada bir kredi kartı istediğinizde veya herhangi bir bankacılık işlemi yapmak istediğinizde online/offline her türlü kolaylık sağlandığı gibi, tüm işlemler kısa bir sürede gerçekleşiyor” diyen Anderson, bu durumun Türkiye’deki dijitalleşme sürecine olumlu bir katkı yaptığını düşünüyor.

“İNSANIN YERİNİ ALMAYACAK”

Gelelim, “Türkiye yapay zekayı kullanma konusunda dünyanın neresinde?” sorusunun cevabına… “Pek çok ülkeden stratejistlerin bulunduğu uluslararası IBM toplantılarında Türkiye’nin dünyanın dört bir yanında kullanılan yapay zeka teknolojileriyle aynı paralelde gittiğini konuşuyoruz. Diğer yandan yapay zeka IBM için korkulması gereken bir kavram değil. Hayatımızı kolaylaştıran bir olgudan bahsediyoruz. Bu teknolojinin faydalarını görmemiz ve kullanmamız gerek” diyen Anderson, Hollywood filmlerinin çizdiği tablonun gerçekle ilgisi olmadığını, bilim-kurgu filmlerindeki “insanları öldüren veya ülkeleri işgal eden yapay zekalı makinelerin” bu teknolojiyle ilgili doğru görüntüyü vermediğini söylüyor. Anderson’a göre, “Yapay zeka doktorların, avukatların, araştırmacıların en yakın yardımcısı olabilir. İnsanların yerini almayacak, onların tamamlayıcısı ve destekçisi olacak.

5 YIL İÇİNDE DEĞİŞİM

Yapay zekaya en çok yatırım yapan uluslararası dev markalardan biri olan IBM’in “bu teknolojinin nasıl bir gelecek sunacağıyla” ilgili açıklamalarını da kulaklarımızı iyici açıp dinlememiz gerek. “IBM olarak, yapay zeka terimi yerine ‘artırılmış zeka’ terimini esas alıyoruz. Bu yapay zeka vizyonu, insan deneyimini iyileştiren, artıran ve ölçeklendiren sistemler ile insan zekâsını taklit etmeye çalışan sistemler arasındaki kritik farkı oluşturuyor.

Nicholas Anderson

Yapay zeka sistemlerinin çok yüksek miktardaki karmaşık ve muğlak bilgiyi öngörüye dönüştürme yeteneği, uzun zamandan beri sır olarak kalmış şeyleri açığa çıkarma ve dünyanın en önemli sorunlarının çözülmesine yardımcı olma potansiyeline sahip” diyen Anderson, yapay zeka sistemlerinin, potansiyel olarak hastalıkların tedavi edilmesine, hava durumunun tahmin edilmesine ve küresel ekonominin yönetilmesine yardımcı olacak öngörülerin keşfedilmesine yardımcı olduğunu hatırlatıyor. Anderson, tüm bu özellikleri nedeniyle, yapay zeka için, “Bu, kesinlikle çok güçlü bir araç. Ve tıpkı diğer tüm güçlü araçlar gibi, geliştirilmesinde ve devreye alınmasında çok özenli olmayı gerektiriyor. Yapay zeka sistemlerinin toplumsal avantajlarından yararlanmak için öncelikle yapay zekaya güvenmemiz gerekiyor” yorumunu yapıyor.
Beş yıldan daha az bir sürede sağlıktan finansa, turizmden eğitime her sektörde dünyada veri analizine dayalı yapay zeka teknolojilerinin kullanıldığı köklü değişiklikler beklediklerini belirten Anderson, “Bu yeni dönem ekonomisinden faydalanmak ve pay almak isteyen her ülke ve her işletme dijital dönüşüme ayak uydurmalı. Kognitif ekonomide, insanlar ile makineler yan yana çalışacaklar ve teknoloji, daha fazla bilgiye dayanan, önyargısız kararlar alma becerimizi destekleyecek ” tavsiyesini not düşüyor.

YENİ YAKA DÖNEMİ

IBM Türkiye’nin ülke strarejisti olan Nicholas Anderson, yapay zekanın yakın dönemde birçok yeni iş sahası da yaratacağını belirterek, “Biz buna yeni yaka meslekler diyoruz. Nasıl geçmişte internetin çıkmasıyla birlikte yeni meslekler ortaya çıktıysa, yapay zekâ alanında da bunun benzerini göreceğiz. Özellikle fen ve matematik bilimine dayalı becerilerin geliştirilmesi ise büyük önem taşıyor. Otomotivden sağlık sektörüne, perakendeden eğitime her alanda kullanılmaya başlayan kognitif teknolojilerin bireylere odaklanarak kişiselleşmiş çözümler sunacak. Bu kognitif teknolojilerin yarattığı en büyük fark olacak” diyor.

 

IBM’in son yıllarda yatırım yaptığı en büyük projelerden biri, Summit. Dünyanın en güçlü ve akıllı yapay zeka süper bilgisayarı olan Summit (Zirve), 200 petaflop hızına ulaşarak uzayda yeni yıldızlar, gezegenler keşfedilmesini veya yeni materyaller üretilmesini sağlayacak. Süperbilgisayarlar alanında bir çığır açan Summit’in kanser, genetik ve çevre konularında da önemli gelişmelere imza atması bekleniyor.

AVANTAJ KİMDE OLACAK?

IBM’in paylaştığı bazı verileri de aktaralım…

• Her gün 2.5 exabayt veri üretiliyor. 2 yıl öncesine kadar oluşan tüm verinin toplamı, son 2 senede oluşan veri ile aynı. Bunun katlanarak artacağı düşünülüyor.
• Günümüzde artık bu kadar verinin olduğu bir ortamda güvenlik de elbette büyük önem taşıyor. Bu nedenle siber güvenlik artık hepimizin göz önüne alması gereken en önemli konulardan biri. IBM, 10 yıldır araştırma ve geliştirme çalışmaları yatırım yaparak 3 bin 700’den fazla güvenlikle ilgili patent ve 19 güvenlik şirketi satın almış.
• Ancak geleneksel programlama sistemleri ile bu büyüklükteki verinin neredeyse yüzde 90’ını göremeyecek durumdayız. Üstelik verilerin tamamı internet ortamında kayıt altına alınmış da değil.
• Gartner’ın verilerine göre 2020 yılı itibariye 21 milyar cihaz birbirine bağlı olacak. Verileri doğru analiz ederek, iş yapış süreçlerine entegre edenler ise rekabet avantajı elde edip oyundan galip çıkıyor.

 

 

 

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close