Genel

“Mesleklerdeki Değişimi Önce Geliştirici Ülkeler Yaşayacak”

Lugath, Google Translate’in Türkçe versiyonu. En çok başvurulan özelliklerinden biri çeviri olan ChatGPT’den yaklaşık 1,5 yıl önce kurulmuş. Orçun Ülgen ve Burak Arslan demiş ki, “Doğal dil işlemeyi (NLP) kullanarak makinenin en iyi Türkçe çeviri yapan versiyonunu nasıl oluşturabiliriz…”

Lugath kurucularından Orçun Ülgen yola “erkenden” nasıl çıktıklarını ve nasıl faydalı olduklarını şöyle anlatıyor: “Makine çevirisi sistemlerinin tercüme kalitesini her dilde ve sektörde sürekli olarak ölçerek, hangisinin en iyi tercümeyi sunduğunu tespit etmeye çalışıyoruz. Projeyi hayata geçirdiğimiz Temmuz 2021’den bu yana ilk akla gelen platform genellikle Google Translate idi, ancak farklı alternatifler de var ve her birisi kendi uzmanlık alanlarına sahip. Ancak problem, her bir sistemin farklı ekipler tarafından sürekli geliştirilmesi sebebiyle kalitenin sürekli olarak değişmesi. Örneğin, İngilizceden Türkçeye tercüme söz konusu olduğunda ModernMT çok güzel sonuçlar üretebilirken, 1 ay sonra GoogleTranslate’in daha iyi sonuçlar üretmesi söz konusu olabiliyor. Bu sebeple kalite ölçümlerinin sürekli olarak yapılması gerekiyor. Biz kullanıcılarımızın bu değişimden etkilenmeden, şimdiye kadar geliştirilmiş en iyi makine çevirisi hizmetini kullandıklarından emin olmalarını sağlamak için çalışıyoruz.”

Lugath kurucularından Orçun Ülgen

Gelelim Ülgen’in ChatGPT’den sonrası değişen yapay zeka endüstrisi ve etkileriyle ilgili düşüncelerine… Ülgen şu yorumları yapıyor: “Yapay zeka, içerisinde görüntü işleme, yapay sinir ağları, makine öğrenmesi, doğal dil işleme gibi birçok alt dal barındırıyor. ChatGPT de bu alanlardan bazılarında geliştirilmiş teknikler kullanılarak geliştirilmiş bir yapay zeka servisi. Teknikler daha önce geliştirilmiş olsa da daha fazla verinin işlenebilmesine yönelik kapasite arttıkça, anlamlı yani etiketlenmiş veriler çoğaldıkça, bu ve benzeri yazılım servislerinin ortaya çıkması kaçınılmazdı. Şimdi herkesin dilinde o var ve geleceğimizi şekillendireceği aşikar. 

İnsan gücünün daha büyük problemlerde kullanılabilmesine imkan vereceği bir gerçek. Yapay zeka, bir asistan olarak çok daha üretken şekilde insanlara yardım edecek. Kapasitesi sayesinde yapabileceği işler insanla karşılaştırıldığında çok daha ölçeklenebilir olacak. Bazı insanları işinden edeceği maalesef doğru. Bazı şirketlerin, yazılımların batacağı da doğru. Ona karşı mı duracağız yoksa onunla birlikte daha güzel işlere mi yapacağız? Şirketlerin ve insanların geleceğini tam olarak buradaki yaklaşımımız belirleyecek.”

İşlerimizi, mesleğimizi, sektörleri nasıl değişecek? Orçun Ülgen şu değerlendirmeleri yapıyor: “Yapay zeka uygulamalarının bir standart haline gelmesi elbette zaman alacak. Daha çok kullanılması, daha iyi kullanılması, şirketlerin çalışanlardan beklediği beceriler arasına girmesi gerekiyor. Verimi artıracağı, kısa sürede çok daha fazla işin tamamlanmasına imkan vereceği kesin. Ancak tamamlanan işin kalitesini, onu daha iyi kullanmayı bilen insanlardan geçtiğini söylemek gerek. Hangi sektör ya da meslek gruplarının meslekleri biter ya da sonlanır tahmin etmek çok zor. Ancak böyle bir durumla karşılaşma tehlikesi olan insanların şimdiden bu gibi araçları öğrenmeye başlaması, mesleki gelişimlerinin bir parçası haline getirmeleri, onları eskisinden daha değerli çalışanlar yapacağı bir gerçek.” 

Yapay zekanın sosyolojik ve ekonomik etkisi her ülkeden aynı mı hissedilecek? Ülgen daha önceki devrimlerde olduğu gibi bazı mesleklerin çok olacağını bazıların ortaya çıkacağını ve bu etkinin ilk önce teknolojiye yön veren ülkelerde hissedileceğini ifade ediyor. Ülgen, “Bazı ülkeler denemek isteyecek, bazı ülkeler daha temkinli yaklaşacak. Bu da ortak bir regülasyon belirlemekte büyük rol oynayacak. Ülkemizde de tüm bu değişimi hissedeceğiz.

Türkiye, teknolojiye adaptasyon hızı yüksek bir ülke. Teknoloji tüketimine yönelik alışkanlıkları çok güçlü. Ancak teknoloji üretmek konusunda da aynı heves ve adaptasyona sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Teknoloji üretmenin ve dünyaya satmanın tek kriterinin, başarılı insanlara sahip olmaktan geçtiğini düşünmüyorum. Bu insanları teşvik eden bir kültüre sahip olmalıyız. Bu işi yıllardır yapan ve başarı kazanmış ülkeleri objektif bir şekilde incelemeliyiz. Ancak bu şekilde dünyaya teknoloji satan bir ülke olabiliriz” diye konuşuyor.

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close