Genel

Pandemide dönüşüm fırsatı: robotlu otomasyon

Endüstri 4.0 kavramının en önemli ayaklarından biri, otomasyon. Ekonomimizin yüzde 99 oranında KOBİ’lerden oluştuğunu ve toplam istidamın yüzde 73.9’unu (2020) sağladığını düşünürsek, her ölçekte üretim mekanizmalarımızı otomatize etmek bizim için çok önemli. Otomatik üretim süreçleri bize zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacağı gibi, üretimi daha kaliteli hale getirecek. İleri teknolojinin ve sürdürülebilirliğin hüküm süreceği yakın ekonomik döngülerde, otomasyon ve bir adım ötesindeki robotik sistemler ekonomimize de kaldıraç etkisi yapacak. 

Dünyada bu anlamda büyük bi yarış var. Son 10 yılda sanayisini düşükten yüksek teknolojiye dönüştürmeyi başaran Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve tedarik zincirinin en büyük oyuncusu olarak avantajlı durumda.

Çin, yılın üçüncü çeyreğinde küresel pandemi ve çip krizlerine rağmen yüzde 4, 9 oranında büyümeyi başararak, ileri teknoloji üretimine odaklanacağını yineledi. Ancak tedarik zinciri-lojistik-malzeme alanlarında devam eden sorun ve eksiklikler, pandemi döneminde Türkiye’ye de avantaj olarak yansıdı. Bu, vurgu yapılması gereken bir nokta. Peki bu nasıl bir avantaj ve nasıl sürdürülebilir?

Talaşlı imalat sanayisine CNC satış, servis, teknolojik danışmanlık, finansman, yazılım ve eğitim konularında hizmet veren Tezmaksan’ın genel müdürü Hakan Aydoğdu, bu soruları şöyle cevaplıyor: ”Pandeminin başından bu yana Çin’deki fiyatlar artarken, Hindistan ve Avrupa’da da üretime ara verilmesi gibi etkenlerin yaşanmasına sebep oldu. Bunun pozitif bir sonucu olarak da birçok üretim ve tedarik operasyonları Türkiye’ye kaydı. Tüm bunlara navlun fiyatlarındaki yükseliş de eklenince Türkiye’deki sipariş miktarı ciddi derecede arttı. 2020’nin son çeyreğiyle 2021’in ilk çeyreğini kıyasladığımızda, alınan siparişlerde yüzde 35’lik bir artışın olduğunu görüyoruz. Pandemi süreciyle birlikte otomotiv ve otomotiv yan sanayi, tarım, iş makinesi, savunma sanayi alanlarındaki siparişlerde gözle görülür bir artış yaşandığı açıkça görülüyor. Yapılan yatırımlar ihracata dayalı ve kapasite artışları için gerçekleşti. Bu gelişmelerle birlikte takım tezgahları kullanımı noktasında da Türkiye’de son 5 yılın en iyi çeyreğini geçirdik. Sürdürülebilirliğin devamı için anahtar kelimemiz ‘otomasyona yatırım’. Bu yıl içinde takım tezgahları üretiminin yüzde 20 arttığı düşünüldüğünde bugünden atılacak adımların olumlu sonuçlarını ilerleyen dönemlerde görebiliriz. Ülkemizdeki küçük ölçekli işletmelerin Avrupa’daki dev rakipleriyle arasında fark ancak otomasyona yatırımla kapanır ve aynı seviyelere gelir.”

Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu: “Dijital dönüşüm, akıllı fabrika, yapay zeka gibi yenilikler gözümüzü korkutmamalı. Özellikle dijitalleşmeyle doğru orantılı gelişen yapay zeka için ülkemizde bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”

Hakan Aydoğdu, Türkiye’de son 1 yıldır takım tezgahları üretiminde yüzde 20 artış yaşandığını, bu artışın önümüzdeki dönemde de süreceğini düşünüyor. 

Otomasyona yatırım yapmazsak bu süreç, devin uyanmasıyla sona erecek gibi görünüyor.  

“Avrupa’daki büyük ölçekli üretici devlerle rekabet etmek durumunda kalıyoruz çünkü ülkemiz daha ziyade küçük ölçekli işletmeler vasıtasıyla üretim yapıp ihracat gerçekleştiriyor. Bu döneme kadar söz konusu devler üretimi durdurdu ve biz de bunun avantajını yaşadık fakat daha sonrası için bu konuya odaklanmamız şart” diyen Aydoğdu elimizdeki rakamların, “dönemsel bir küresel krizin jeopolitik avantajın nasıl fırsata çevirebileceğini” gösterdiğini söylüyor. 

Hakan Aydoğdu’nun bu konuda yorumu şöyle: “Talaşlı imalat alanında dünya ortalaması bizlere her 10 bin çalışana 113 robot düştüğünü gösteriyor. Ülkemizde ise bu oran 30 seviyelerinde. Bu veri, penetrasyonu artırmak adına önemli bir fırsat olduğunu kanıtlıyor. Uzaktan çalışma modeli trendinin yükselmesi ve fabrikaların bir süre kapalı olması, robotlu otomasyonların ne kadar önemli olduğunu gösterdi. İşin ihracat yönünde artışı sürdürülebilir kılmak için de Türkiye’nin üretimde hızlı bir şekilde robotlu otomasyonu ve dijitalleşmeyi ilk sıraya alması gerekli çünkü eldeki veriler doğrultusunda 2025 yılında dünya genelinde robot kullanımının 3,4 milyona çıkacağı belirtiliyor.” 

Parkurda

CNC’DE FASON ALIŞVERİŞİN İLK DİJİTAL PLATFORMU

Tezmaksan’ın pandemi döneminde hayata geçirdiği parkurda.com talaşlı imalat sektörü için geliştirilen Türkiye’nin ilk CNC dijital platformu. Herhangi bir komisyon ücretinin alınmadığı parkurda.com, zaman ve maliyetten tasarruf etmek ve işletmelerin tedarik zincirini optimize etmek için fason işveren firmalara birçok avantaj sunuyor. Bunun yanısıra elinde iş olup altyapısı eksik olanlarla projesi bittiği için beklemede kalanları da aynı düzlemde bir araya getiriyor. Dört farklı katmandan oluşan sistem, fason iş vermek isteyenlerle fason iş almak isteyenleri buluşturduğu gibi, imalatçı firmaların birbirini tanımalarına beceri ve yeterliliklerini görmelerine de imkan tanıyor. Türkiye’nin ihracatına da katkı sağlamak amaçlayan Parkurda.com’un bu yıl iş hacminin 3 milyon TL’ye çıkmasını hedefleniyor.

MAKİNEYE CEP TELEFONUNDAN MÜDAHALE

Tezmaksan’ın CNC üretim, takip ve verimlilik yazılımı Kapasitematik uygulaması makine verimliliğini analiz ediyor, hata ve problemleri anlık geri bildirim yaparak kullanıcısına raporluyor ve hatasız üretim çözümleri sunuyor. Cep telefonu ve tabletlere indirilerek pandemi döneminde kullanımı yüzde 40 artan Kapasitematik, olası arızaları önceden tespit edip bunları, yani tüm üretim verilerini analiz ederek, sahadan karar vericilere anında geri bildirim raporu gönderiyor. İletilen veriler sayesinde problem ve hataların çözümüne dair analizlerde bulunan sistem, makine öğrenmesiyle planlı/plansız tüm duruşları takip edebiliyor, kapasite eksikliklerinin doğru yönetilmesini, iyileştirme yapılması gereken noktalara odaklanmayı, KPI (Anahtar Performans Göstergesi) yönetimini sağlıyor; üretim adetlerini ve üretimin her sürecini takip ediyor.

Cubebox

BİRDEN FAZLA MAKİNEYE UYUMLU

Yerli ve milli robotlu otomasyon sistemi Cubebox ise kullanıcısına zaman ve maliyet açısından avantaj sağlayarak işletmelerin üretimdeki verimliliğini artmasına yardımcı oluyor. Akıllı fabrikalarda makine-operatör etkileşimini yükselterek işbirliğini artıran Cubebox, tüm CNC tezgahlarla uyumlu çalışabilen, hızlıca üretime adapte edilen Cubebox ile robot programlama bilgisine ihtiyaç duymadan parça değişimi de yapılabiliyor. Cubebox Blues isebirden fazla CBC’ye makineye besleme ve boşaltma yapma imkanını sağlıyor. 7/24 çalışan Tezmaksan, Cubebox Blues’u yeni nesil teknolojileri yurt içinde geliştirerek sanayide dışa bağımlılığın azaltılmasına katkı sağlamak üzere tasarlamış.





Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close