Genel

Teknoloji geliştikçe manipülasyon riski artıyor

“Teknolojinin geldiği nokta, yanlış bilgiyi yaymayı kolaylaştırır mı?” Bu soru, son yılların en tartışılan etik konuları arasında yer alıyor. Ve ne yazık ki, önümüze çıkan örnekler bu soruya çoğu zaman olumlu cevap vermemize neden oluyor.

Aralık ayından Çin’den tüm dünyaya yayılan Kovid-19 ismi verilen koronavirüs, bu örneklerin başında yer alıyor. Çin’in salgınla yoğun olarak mücadele ettiği ve vakaların binleri bulduğu aralık-ocak aylarında ülkenin sosyal medya platformlarında yer alan insanların sokak ortasında yere yığıldığı görüntüler herkesin kafasını bulandırdı.

Tüm dünya bu görüntülerin gerçek olup olmadığını merak ediyordu. Görüntülerin gerçek olup olmaması bir yana, bu görüntüler salgının ülke sınırlarını aşarak diğer ülkelerde paniğe neden olduğu kesindi.

Fransa Dişişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian

İki hafta önceyse, teknolojik boyutu az, hatta “eski usül” bir yöntem kullanılmasına rağmen, dünyanın önde gelen siyasetçi ve zenginlerinin de basit bir sahtecilik hilesiyle nasıl kandırılabildiğini gösterdi.

MASKEYLE KANDIRDILAR

Dört yıl önce Fransa ve İsrail vatandaşları olan Gilbert Chikli ve Anthony Lasarevitsch’in aralarında Belçika Kralı Philippe, Gabon Devlet Başkanı Ali Bongo, Lafarge şirketinin CEO’su, kilise rahipleri, hayır kurumu liderleri gibi farklı profillerin bulunduğu nüfuz sahibi kişileri arayıp Fransa Dişişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ı taklit ederek, bazılarından para koparmayı başarmıştı.

Skype üzerinden bu kişilerle görüşmeyi başaran iki düzenbaz, Drian’ın maskesini takıp arkalarına eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın resmini koyarak olağanüstü bir durum için para istemiş, bazıları kanarak çetenin 2016-2017’de toplam 55 milyon kazanmasını sağlamıştı. 2017’de Ukrayna’ya kaçan ve sonra Fransa’ya iade edilen iki kişi, iki hafta önce Fransa’da süren duruşmada hapis ve para cezası aldı. Aldı almasına ama bir maske bile insanların sahtecilerin eline kolayca düşebileceğine kanıt oldu.

Koronavirüs salgının ilk günlerinde Çin’den gelen ve sosyal medyada dolaşan bu görüntülerin gerçek olup olmadığıyla ilgili hiçbir resmi yetkili açıklama yapmadı.

SAHTELİK AYIRT EDİLEMİYOR

İleri teknoloji söz konusu olanca ise deepfake teknolojisi, sahtecilerin birkaç değil yüzler, hatta binlerce kişiyi kandırabileceğini gösteriyor. Maskeye yenik düşen insanoğlunun, gerçek ve sahteyi ayırt eden bir teknoloji geliştirilene veya önlem alına kadar, bu teknoloji nedeniyle nasıl kandırılabileceğini bir düşünün.

ABD’nin 37’inci Başkanı olan Richard Nixon, “İnsanın Ay’a ayak basma misyonunda başarısız olduğunu” açıklaması o kadar gerçekçi ki, insanın bir video ile kandırılması an meselesi…

Deepfake videoları geliştiren yazılımcılar her gün daha gerçekçi videolara imza atarken, bunun son örneği 1969-19974 yıllarında görev yapan eski ABD Başkanı Richard Nixon’ın insanın Ay’a çıktığı anonsunu yaptığı tarihi konuşmasını, Ay misyonunun başarısız olduğunu söyleyerek değiştirilmesi oldu. MIT’nin İleri Sanallık Merkezi’nin Ukrayna ve İsrail’den makine öğrenmesi uzmanlarıyla biraraya gelerek geliştirdiği bu videonun gerçekliği bir yandan herkesi şaşkına çevirirken, diğer yandan bu videoların daha gerçekçi hale gelmesiyle kötü niyetli ellerde milyonlarca insanı manipüle edebileceği endişesini perçinledi.  

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close