Genel

Türkiye, Trump’ın teknolojide yabancı iş gücüne karşıtlığını, bir fırsata çevirebilir mi?

Bir zamanlar dünya çapında yükseköğretimin altın standardı olarak kabul edilen ABD, Başkan Donald Trump yönetimindeki sıkı göç politikaları nedeniyle artık uluslararası öğrenciler için bir cazibe merkezi olmaktan çıkıyor. Birçok öğrenci, prestijli Amerikan üniversitelerinden kabuller almış olsa da, geç gelen vizeler ve sert uygulamalar nedeniyle planlarını gözden geçirmek zorunda kalıyor.

Başkan Trump, Microsoft ve Google gibi ABD’li teknoloji devlerini, yapay zeka ve mühendislik alanındaki işleri Hindistan’a taşımak yerine daha fazla Amerikalı çalışan işe almaya çağırdı. “Bundan sonra böyle olacak. Amerika’yı böylece yine büyük bir ülke yapacağız” dedi.

ABD, uluslararası öğrenciler için vize belirsizlikleri ve sıkı göç politikaları nedeniyle cazibesini kaybederken; İngiltere, Asya ülkeleri, BAE ve Kazakistan gibi alternatifler hızla öne çıkıyor. Bu dönüş, global eğitim piyasasında ABD’yi geride bırakan yeni bir rekabet ortamının oluştuğuna işaret ediyor.

2024’te H-1B vizesi onaylarının %74’ünü oluşturan Hintli profesyoneller, hem ABD’de hem de Hindistan’daki teknoloji merkezlerinde yapay zeka geliştirme çalışmalarında kilit rol oynuyor. Trump’ın yeni başkanlık kararnameleri, ülke içindeki yapay zeka çalışmalarını güçlendirmeyi ve iş ile fikrî mülkiyeti ABD sınırları içinde tutmayı hedefliyor. Ancak analistler, küresel yetenek havuzuna erişimin kısıtlanmasının inovasyona zarar verebileceği konusunda uyarıyor; zira ABD’li teknoloji şirketleri hâlihazırda STEM alanlarında nitelikli eleman sıkıntısı yaşıyor. Hindistan’ın yetenekli ve maliyet açısından avantajlı iş gücü, küresel yapay zekâ rekabetinde önemli bir unsur olmaya devam ediyor.

Kendinden Uzaklaştıran Hedef

  • ABD’ye yönelik vize süreçlerinin abartılı derecede sıkı hale gelmesi, birçok öğrencinin başvuru veya kabul aşamasında bile duraksamasına yol açıyor. Bu durum hem akademik hem de küresel düşüncede ABD’nin cazibesini zayıflatıyor. 
Illinois Teknoloji Enstitüsü bu yıl Kazakistan’da bir kampüs açtı.

ABD’daki düşüş nedeniyle uluslararası öğrenci kayıtlarında bu sonbahar %30-40 oranında bir gerileme bekleniyor; bu durum ABD’ye 7 milyar dolar civarında bir ekonomik kayıp yaşatabilir. Buna karşılık, İngiltere bu boşluğu hızla dolduruyor. Uluslararası lisans başvurularında %2,2’lik bir artış kaydedilirken, özellikle Çin’den gelen başvurular rekor seviyeye ulaştı ve ABD’den gelen başvurular da 20 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Lisansüstü programlarda kabul oranları da yine ticaret ve yönetim alanlarında %10 civarında artış gösterdi.

Asya – Coğrafi Yakınlık Avantaja Dönüştü

Pandemi ile başlayan Asya’ya yönelim trendi, mevcut ABD göç politikalarıyla birlikte hız kazandı. Çin ve Güneydoğu Asya’dan gelen aileler, kültürel olarak tanıdık ve daha yakın ülkeleri (örn. Singapur, Hong Kong, Malezya) tercih ediyor. Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne yapılan uluslararası lisans başvuruları %40 artarken, Hong Kong Üniversitesi’ne ABD’den gelen öğrencilerden 500’ün üzerinde transfer talebi geldi ve bunlardan yaklaşık 200 başvuruişlemde. Hong Kong’un önde gelen yetkililerinden John Lee, ABD’ye giriş engeliyle karşılaşanlara açık davette bulunarak genişletilmiş part-time çalışma hakları teklif etti.

Beklenmedik Alternatifler: BAE ve Kazakistan

  • Daha önce alternatif destinasyon olarak düşünülmeyen Birleşik Arap Emirlikleri (özellikle Dubai) ve Kazakistan, şimdi öne çıkan seçenekler haline geldi.
    • Dubai, yabancı üniversitelerin şubelerine ev sahipliği yaparak uluslararası öğrenci sayısında dikkate değer bir artış görüyor.
    • Kazakistan, Illinois Tech ve University of Arizona gibi ABD üniversitelerinin kampüs programlarını barındırarak Çin ve Rusya’daki öğrenciler için Batı diplomalarına erişim fırsatı sunuyor.

Kaç Türk öğrenci ABD’de üniversite eğitimi alıyor?

  • 2022 Open Doors verilerine göre:
    • Türkiye, ABD’de öğrenim gören uluslararası öğrenciler arasında 18. sırada yer alıyor.
    • Ülkedeki Türk öğrenci sayısı:
      • Lisans öğrencisi: 2.866 kişi
      • Yüksek lisans/doktora (graduate): 3.937 kişi
      • Diğer (non-degree): 247 kişi
      • Optional Practical Training (OPT): 1.417 kişi 

Yani toplamda yaklaşık 8.476 Türk öğrenci ABD’de öğrenim görüyor 


Türk öğrenciler diğer ülkelerle karşılaştırıldığında…

  • Bazı kaynaklar, ABD’de yıllık olarak yaklaşık 25.000 Türk öğrencinin eğitim aldığını (farklı programlar dahil) belirtse de, bu daha eski ve genel bir tahminden ibarettir (2016 tarihinde belirtilmiştir) 
  • UNESCO verilerine göre ise yurt dışında toplam 51.146 Türk öğrencinin eğitim aldığı belirtilmiştir; fakat bu rakam tüm dünya genelini kapsar, ABD’ye özel değil.

Özet Tablo

DönemLisansGraduateDiğerTOPLAM
2022 verisi2.8663.9372478.476

ABD’de eğitim gören Türk öğrencilerin ne kadarının mezuniyet sonrası Türkiye’ye dönüp dönmediğine dair bazı akademik veriler mevcut. İşte güvenilir kaynaklara göre bilgiler:


Kısa Dönem (Mezuniyet Sonrası İlk 60 Gün)

Koç Üniversitesi’nden Murat Demirci’nin 2005–2015 dönemini kapsayan araştırmasına göre:

  • Mezuniyet sonrası ilk 60 gün içinde Türkiye’ye dönen Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının oranı %36.
  • Geri kalan %64’ü, ilk etapta ABD’de kalmaya devam ediyor.

Bölümlere Göre Dağılım

  • Doktora mezunlarının %72’si,
  • Yüksek lisans (master) mezunlarının %67’si,
  • Lisans mezunlarının ise %54’ü ABD’de kalmayı tercih ediyor.

Uzun Dönem (3 – 10 Yıl Sonra)

Aynı çalışma, mezuniyet sonrası yıllar itibariyle geri dönüş oranlarını şöyle belirtmiş:

  • 3 yıl sonra geri dönenlerin oranı yaklaşık %29,
  • 10 yıl sonra bu oran %40 civarına yükseliyor.

Özet Tablo

Süre SonrasıABD’de Kalan (%)Türkiye’ye Dönen (%)
Mezuniyet + 60 gün%64%36
Mezuniyet + 3 yıl%29
Mezuniyet + 10 yıl%40

Bu durumda, ABD’de eğitim gören Türk öğrencilerin çoğunluğu probasyon veya erken dönemde dönmüyor; uzun vadede geri dönüş eğilimi bir miktar artış gösteriyor, ama genel olarak yüzde 40 civarında bir oran uzun vadede Türkiye’de yerleşiyor diyebiliriz.

Alanlara Göre Geri Dönme Oranları

1. Teknik / Mühendislik ve Bilgisayar Bilimleri (Engineering & Computing)

  • Murat Demirci’nin 2005–2015 dönemi araştırmasına göre, yüksek lisans ve doktora mezunlarının %70’i eğitim sonrası ABD’de kalmaya devam ediyor. Bu, geri dönme oranının yalnızca %30civarında olduğuna işaret ediyor.

2. Doktora & Yüksek Lisans Genelinde (Tüm Alanlar)

  • Aynı çalışmada, üç Amerikan üniversitesinden mezun olan öğrencilere uzun vadede bakıldığında — yani 10 yıl sonra, geri dönme oranının %40 civarında olduğu belirtiliyor 

3. Alanlara Göre Ayrım (Genel Eğilim)

  • Spesifik alanlara göre dönüş oranlarını net olarak veren güncel bir veri bulunmamakla birlikte, teknik alanlarda (mühendislik, bilişim) eğitim görenlerin döndüğünde ABD’de kalma eğilimlerinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bu da Türkiye’ye dönüş oranlarının teknik olmayan alanlara kıyasla daha düşük olabileceğini gösteriyor.

Özet Tablo

AlanABD’de Kalma (%)Türkiye’ye Dönme (% yaklaşık)
Teknik (Müh., Bilişim)%70%30
10 Yıl Sonrası (Ortalama)%40

Ek Bilgi & Gözlem

  • Teknik alanlar (mühendislik, bilgisayar) gibi sermaye yoğun ve küresel düzeyde talep gören disiplinlerde, mezunların ABD’de kalmayı tercih etme oranı daha yüksek görünüyor.
  • Uzun vadeli perspektifte ise (10 yıl sonrası), geri dönüş oranı %40 civarında seyrediyor—yani tüm mezun grubunun ancak yaklaşık yarısı bu süreçte Türkiye’ye dönüyor.

Türkiye’nin eğitim ve uzun dönem istihdam stratejisi

Türkiye’nin yapay zeka alanında üniversite eğitimine destek verme ve yeni iş alanları yaratma yönünde kapsamlı bir stratejisi, projeleri ve uygulama planları bulunuyor. Türkiye yapay zekadaki iddiasını bir hub olmak, yeteneklerin buluştuğu, dünyanın dört bir yanından eğitime veya çalışmaya geleceği ideal bir ülke olmayı hedefliyor.

İşte güncel veriler ve öne çıkan başlıklar:


1. Ulusal Yapay Zeka Stratejisi (UYZS)

2021 yılında açıklanan Türkiye’nin ilk Ulusal Yapay Zeka Stratejisi, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır ve altı stratejik öncelik etrafında şekillendirilmiştir:

  1. Yapay zekâ uzmanı yetiştirmek ve istihdamı artırmak
  2. Araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek
  3. Kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişimi genişletmek
  4. Sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeler yapmak
  5. Uluslararası iş birliklerini güçlendirmek
  6. Yapısal ve iş gücü dönüşümünü hızlandırmak

Bu stratejide 24 amaç ve 119 tedbir belirlenmiş; 2025 hedefi olarak:

  • YZ istihdamını en az 50.000 kişiye çıkarmak
  • Lisansüstü düzeyde mezun sayısını en az 10.000 kişi yapmak
  • Kamu kurumlarında YZ alanında istihdamı en az 1.000 kişi seviyesine çıkarmak gibi somut adımlar yer alıyor 

2. Eğitim Politikası: “Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi ve Eylem Planı” (2025–2029)

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), UYZS doğrultusunda 2025–2029 dönemine yönelik kapsamlı bir plan hazırladı. Bu belge kapsamında:

  • Dört temel stratejik hedef belirlendi:
    • Eğitimde yapay zekâ kültürü oluşturmak
    • Öğretim programlarında YZ alanını artırmak
    • YZ destekli yönetim ve karar alma mekânizmalarını desteklemek
    • Teknoloji, altyapı ve veri analitiğini güçlendirmek.
  • Plan çerçevesinde tam 15 politika ve 40 eylem adımı tanımlandı; bazıları 1 yıl, bazıları 3–5 yıl içinde uygulanmak üzere tasarlandı.
  • Konular arasında öğretmenlerin YZ destekli ders tasarımı becerilerinin artırılması, YZ etik kurulları kurulması, yaygın eğitim içerikleri, “FEYZA” gibi projeler ve dijital öğrenme platformlarının geliştirilmesi yer alıyor.

3. Üniversiteler, Öğrenci Kulüpleri ve YZ Ekosistemi

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, üniversite öğrencilerini YZ eğitimine ve projelere dahil etmek amacıyla “Dijital Genç Yapay Zeka Ekosistemi” oluşturdu. Bu yapı sayesinde:

  • 45 şehirdeki 171 öğrenci kulübü bir araya getirildi
  • 14 ilde 18 etkinlik düzenlenerek yaklaşık 1.884 öğrenciye ulaşım sağlandı 

Ayrıca, sağlık alanına yönelik “Türk Beyin Projesi” kapsamında beyin anomalileri tespiti gibi uygulamalı YZ projeleri de yürütülüyor.


4. Yetenek ve Teknoloji Geliştirme Projeleri

Stratejide öne çıkan diğer girişimler:

  • TechVisa Programı: Yapay zekâ alanındaki ulusal ve uluslararası yeteneklerin Türkiye’ye çekilmesini hedefliyor 
  • Türkçe büyük dil modeli (LLM) geliştirilmesi ve etik standartların belirlenmesi için teknik komiteler kurulacak; bu alanda işbirlikleri ve topluluk çalışmaları de desteklenecek.
OpenAI CEO’su Sam Altman (sağda) geçtiğimiz günlerde ChatGPT-5’i yabancı uyruklu çalışanlarıyla tanıttı.

Türkiye bu gelişmenin neresinde yer alabilir?

Türkiye, üniversite eğitiminden profesyonel istihdama kadar YZ alanında hem resmi stratejileri hem de uygulama projeleriyle uzun vadeli bir yol haritası izliyor.

Trump yönetiminin Microsoft, Google gibi devlere “Amerikalı çalıştırın, yabancı yeteneklere bağımlılığı azaltın” mesajı, özellikle Hintli ve Çinli mühendislerin ABD’deki istihdamını zorlaştırabilir. Bu durum, küresel yetenek göçünde bir dalgalanma yaratır ve Türkiye için hem fırsatlar hem de riskler barındırır.

Ben de bu yılki Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde “Sorumlu Yapay Zeka ve Etik” başlıklı bir konuşma yaptım.

Fırsatlar

  • ABD’ye gidemeyecek veya çalışma izni alamayacak yüksek nitelikli yabancı öğrenciler (özellikle STEM alanında), alternatif ülkelere yönelecek.
  • Türkiye, coğrafi olarak Avrupa-Asya kesişiminde ve gelişen bir teknoloji ekosistemine sahip olduğu için bu yetenekleri çekebilir.
  • Türk üniversiteleri ve teknoparkları, uluslararası Ar-Ge projelerinde ucuz ve kaliteli işgücü avantajı sunabilir.
  • Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi kapsamında belirlenen TechVisa gibi programlar hızla devreye alınırsa, ABD’den “düşen” yetenekler Türkiye’ye çekilebilir.

Türkiye’nin İzleyebileceği Politika ve Yol Haritası

1. “TechVisa”yı Hızlandır ve Genişlet

  • ABD’de çalışma vizesi alamayan Hintli, Çinli, Pakistanlı ve diğer mühendisler için hızlı oturum ve çalışma izniprogramı.
  • Minimum bürokrasi, maksimum teşvik.
  • İstanbul, Ankara ve İzmir’i “AI Talent Hub” olarak konumlandırma.

2. Uluslararası Öğrenciyi Üniversiteye Çek

  • Türk üniversitelerinin İngilizce STEM programları küresel ölçekte pazarlanmalı.
  • Yüksek burs imkânı + mezuniyet sonrası 2–3 yıl çalışma hakkı verilmeli.
  • Ortadoğu, Hindistan ve Güneydoğu Asya pazarına özel tanıtım yapılmalı.

3. Küresel Şirketlere Ar-Ge Merkezi Avantajı Sun

  • Google, Microsoft, Amazon gibi şirketlere Türkiye’deki Ar-Ge yatırımlarında vergi indirimi ve altyapı desteği.
  • İstanbul ve Teknopark İstanbul gibi yerlerde “Global AI R&D Zone” kurulması.

4. Beyin Göçünü Tersine Çevir

  • ABD’de kalamayan Türk öğrenciler için cazip dönüş paketleri: maaş desteği, Ar-Ge hibesi, teknoparkta yer tahsisi.
  • Come Back Home AI Grant” gibi fonlar.

5. AB ile Ortak Programlar

  • Erasmus+, Horizon Europe ve Digital Europe gibi AB programlarıyla entegre uluslararası yapay zeka doktora okulları.
  • Böylece Türkiye, hem AB fonunu alır hem de yetenekleri çeker.

Stratejik Yorum

Trump’ın bu politikası kısa vadede ABD’nin yetenek havuzunu daraltır, ama uzun vadede küresel yeteneklerin yeniden dağılımına yol açar. Türkiye, bu fırsatı değerlendirirse “ABD’den boşalan yerin ikinci durağı” olabilir. Ancak bu, hızlı hareket gerektirir. Şu anda Singapur, Kanada, Avustralya ve BAE bu tür yetenek avı politikalarını agresif şekilde yürütüyor. Eğer Türkiye 1–2 yıl içinde yasal kolaylık + finansal teşvik + marka imajı üçlüsünü sunarsa, global AI ekosisteminde ciddi bir pay kapabilir.


Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close