Genel

“Üretirsek insanlarımıza ilham veririz”


Söz konusu teknoloji olduğunda, kullandığımız pek çok ürünün yabancı menşeili olduğunu söyleyebiliriz. İşte bu nedenle hem kamu hem de özel sektör alanında pek çok girişim, yerli üretimin artırılmasına çalışıyor. Bu çabaya, Microsoft gibi uluslararası markalar da dahil oluyor. Türkiye’nin doğuyu batıya bağlayan konumu, yerli üretimin önemini ve ihracat potansiyelini artırırken, uluslararası markalar da bu potansiyeli açığa çıkarmak için bazı girişimlerde bulunuyor.
Bu yıl İstanbul’da bir teknoloji merkezi açan Microsoft Türkiye‘nin, 14 yılını markanın Seattle’daki merkezinde çalışmış ve 4 yıldır Türkiye’ye yatırım çekmek, yeni teknik yetenekler keşfetmek ve onları geliştirmek amacını taşıyan CTO’su Onur Koç, Türkiye’nin yazılımdaki değerini ve bu alandaki üretimin ne kadar kalkınma kaldıracı etkisi yapacağını şöyle anlatıyor: “Türkiye’deki konuşmalarımda örnekler verince örneklerin yarısından fazlasının yabancı olduğunu görüyorum. Acaba biz Türkiye’de hiçbir şey yapamıyor muyuz diye düşünüyorum. Bu biraz motivasyon kırıcı oluyor. Bu yüzden size çoğu Türkiye’den örnekler anlatacağım. Evet John Hopkins Üniversitesi’nde çok güzel şeyler yapılmıyor mu? Yapılıyor. Afrika’da aslanların veya soyu tükenmekte olan hayvanların korunması ile ilgili Microsoft bir çok proje yapıyor. Bunlar çok güzel projeler. Bir Türk Microsoft çalışanı ve öncesinde bir Türk olarak en büyük hedefimiz Türkiye‘yi kalkındırmak, bu emekleri burada üretebilmek. Ürettikten sonra zaten insanlara ilham veririz.”


Microsoft Türkiye CTO’su Onur Koç

Microsoft, bu teknoloji merkezi için 7-8 milyon dolarlık bir yatırım yaptığını ve bunun yazılım ekosistemine 4 milyar TL katkısının olmasını beklediklerini belirten Onur Koç, “Burada göreceğiniz çözümlerin yüzde 90’ı Türk müşterilerin ve Türk yazılım şirketlerinin yarattığı teknolojik çözümler.
Birkaç ay önce Katar Ulaştırma Bakanlığı‘nı ve Nijerya’dan uzman bir ekip ağırladık. Sadece Türk değil, Ortadoğu ve Afrika bölgesinden müşteriler de geliyor. Biz yapay zeka ve veri tabanlı çözümlere ağırlık veriyoruz. Bunun içerisinde analitik teknolojileri de var. Akıllı kamyondan akıllı rüzgâr gülüne, akıllı şarj ünitesinden akıllı bankada kiosk makinesine ve görme engellilerin kullandığı akıllı bastona kadar birçok çözümün tamamı Türk yazılım şirketleri tarafından geliştirildi ve Türkiye’deki müşteri tarafından yönetiliyor ” şeklinde konuşuyor.

AÇIK KAYNAK EKOSİSTEMİ

Türkiye‘nin yazılım konusunda çok büyük bir potansiyeli bulunduğunu ve açık kaynak ekosistemiyle bu potansiyeli geliştirmeyi amaçladıklarını belirten Onur Koç, “Global yazılım şirketleri ve start-up’lar anlamında İsrail belki bizden daha önde fakat sadece yazılımcı sayısında baktığımızda neredeyse İsrail nüfusuna yakın sayıda Türk yazılımcı var. Üniversitelerimiz iyi yazılımcılar yetiştiriyor. Bu arkadaşlarımızın yarattığı projelerin dünya ölçeğine çıkması bizim için çok önemli. Microsoft‘un en önemli çözümlerinden biri Azure bulut platformu. Start-up‘lar ve yazılım şirketleri Azure üzerine projeler ve çözümler inşa ediyor. Bunları yurtdışına veya başka ülkelere satabiliyor. Bugün açık kaynak anlamında baktığımızda bu yazılım ve bulut platformları artık Türkiye’de geliştirilebiliyor. Bir amacımız da açık kaynak ekosistemimizi büyütmek” diye konuşuyor.

Yapay zeka akademisi

Microsoft CTO‘su Onur Koç: “Yapay zeka akademisi dediğimiz bir girişimimiz var. Gerçekten bu konuya yatırım yapan, veri bilim gruplarına yatırım yapan teknoloji şirketleri ile yakından çalışıyoruz. Bazıları 20, bazıları 50 kişilik veri bilimci ekibi olan şirketler var. Bunlar arasında finans sektörü başta geliyor. Yavaş yavaş kamuda da oluşmaya başladı. Biz onlarla birlikte yakından çalışıp ‘Veri bilimcileri nasıl yetiştiririz?”, ‘Onlara daha iyi proje yapma şansı nasıl veririz?’ diye düşünüyoruz. Akademimizde sadece eğitim değil, aynı zamanda uygulamalar sunuyoruz. Altı ay içerisinde o uygulamalarda gerçek hayata geçirilecek uygulamalar seviyesine getirilebilecek projeler üretilmesini sağlıyoruz.”


Microsoft Türkiye CTO‘su Onur Koç‘tan notlar

*Yeni dünyada bulut tabanlı hizmetler veren bir şirket olarak bizim en büyük inovatif projelere imza atmak, Türkiye’de inovatif start-up’ların proje üretmesini sağlamak. Dolayısıyla teknik insanlarımızın sayısı artmak zorunda. Belki bundan iki sene sonra geldiğinizde Microsoft Türkiye ofisinin yüzde 10’u satış ve yüzde 90’ı teknik tabanlı arkadaşlarımız olacak.

*Ülkemizin geçmişe dayalı, zaman içerisinde de çok iyi gelişmiş sektörler vardı. Bankacılık gibi… Şimdiyse şu soruyu kendimize sormalıyız; Tüm dünyaya araç üretip göndermek güzel, beyaz eşyalar üretip göndermek güzel ama bunları akıllı hale nasıl getirebiliriz? Katma değerli hale nasıl getirebiliriz? Bunların arkasındaki yazılımları nasıl yapabiliriz? Araç denince herkesin aklına arabalar geliyor, kendi kendine giden arabalar. Bu yeterli değil, aslında o kadar büyük bir ekosistemden bahsediyoruz ki bugün bir elektrik şarj ünitesinin etrafındaki yazılım bile gerçekten ciddi bir inovasyon gerektiriyor. Bizim ülke olarak bunları yaratmamız lazım. Türkiye yıllar boyu çok önemli bir tekstil merkezi oldu. Yurtdışında alışveriş yaparken kıyafetlerde “Made in Turkey” yazısını görüyorduk. Tişört, bornoz üretmek çok güzel ama mesele giyilebilir teknolojiler üretmek? Türkiye’deki doktor kalitesi çok iyi. Bu kapasiteyi teknoloji ile nasıl paralel götürebiliriz? Bu sorulara cevap bulmalıyız.

*Biz emeğimizin çoğunu hala klasik IT‘ye harcıyoruz. Klasik IT’nin yüzde 80’i donanımdan oluşuyor. Bizim bundan kurtulmamız gerekiyor. Tam tersi, bunların yüzde 80’inin yazılım olması lazım. Buraya çok zaman harcamamız gerekiyor. Bundan 5 sene sonra Türkiye’nin yazılım teknoloji sektörüne baktığımızda belki yüzde 80’i yazılım tabanlı olması gerekiyor.

EDISON ÖDÜLLÜ BASTON

Türkiye’de, Microsoft‘un yapay zeka çözümlerini kullanarak YGA (Young Guru Academy) ve Vestel mühendisleri tarafından geliştirilen dünyanın en akıllı bastonu WeWALK, Microsoft’un küresel olarak destek vereceği 11 projeden biri seçilmişti. Mobil uygulamalarla entegre olabilen akıllı baston, Thomas Edison onuruna verilen Edison Ödülleri‘nde “Altın Ödül” kazanarak Türkiye’ye bu ödülü getiren ilk ürün oldu.

Ford Otosan‘ın kamyonları, Microsoft veri işleme araçlarıyla desteklenen Bağlı Akıllı Güç Aktarım Sistemiyle sürücü güvenliği, sürüş tekniği, kaza olasılığı ve rota optimizasyonu gibi konularda anlık kararlar alacak.

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close