
İnsanoğlu Ay ile başladığı uzay yolculuğuna Mars ile devam etmeye kararlı. Hatta bu hedef o kadar büyük ve gerçekçi ki, Elon Musk‘ın Space X‘iyle başlayan “ticari uzay yolculuğu pazarı” gitgide büyüyor. Mars’a insan veya cihaz taşıyarak başka bir gezegende yeni bir medeniyet kurma hedefi, tahmin ettiğinizden de hızla ilerliyor.
Bu yolda Elon Musk ile birlikte giden iki dev isim daha var. Blue Origin isimli uzay uçuşu şirketini kuran Amazon’un CEO’su Jeff Bezos ve Virgin Orbit isimli uzay roketi start-up‘ının kurucusu Virgin Group’un CEO’su Richard Branson. Son olarak bu “uzak hedefte” ilerleyen iki genç girişimci de “Biz de ışıklar ötesi bu yarışta varız” dedi.
Bu gençler, Blue Origin’in eski roket fırlatma mühendisi Tim Ellis ve ise Elon Musk’ın Dragon isimli uzay aracı ve motorları projesinde çalışan mühendis Jordan Noone. Bu gençlerin yapmak istediği, uzay teknolojisinde bir anlamda yeni bir dönem başlatmak. Amaçları, Relativity Space start-up’ının merkezini oluşturan Stargate isimli 3D metal yazıcı ile düşük maliyetli, az parçalı ve çok kısa zamanda üretilebilecek roketler yaparak bunları Mars’a göndermek. Los Angeles’ta kurulan Relativity Space, kurulduğu 2015’ten bu yana 45 milyon dolar yatırım almış.
“Eğer insanlık diğer gezegenlerde medeniyet kurmak istiyorsa, bunun için gerekli araçlar ve parçalarının 3D yazıcıyla üretilmesinden başka bir çare olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle üzerinde çalıştığımız şey, tamamı 3D yazıcıyla üretilebilen bir roket üretmek” diyen Tim Ellis, Blue Origin’de araçların parçalarını kısa zamanda ve ucuz bir şekilde üretmeyi öğrendiğini ve bu deneyimin Relativity Space fikrine ilham verdiğini söylüyor.
3D sisteminin uzay araçlarına nasıl uyarlandığına gelecek olursak, Ellis bu yöntemi şöyle anlatıyor: “Bu yöntem maden parçalarını ısıtarak kütle haline getirmek ve bunlarla istediğin şekli oluşturmaktan oluşuyor. Bu cihaz toz halindeki metali tabakalar halinde istenilen yapılara dönüştürüyor. Küçük parçalar da aynı yöntemle oluşturulabiliyor”.
60 GÜNDE ROKET MOTORU
Ellis, uzay teknolojisi geliştirilen şirketlerin, farklı şirketler aracılığıyla roketlerin sadece “parçalarını” ürettiğinin altını çizerek bunun çok mantıklı olmadığını savunuyor: “Çünkü bir rokette 100 bine yakın parça bulunuyor.”
Relativity Space CEO’su Tim Ellis, geleneksel yöntemlerle ilerleyen uzay şirketlerinin roketlerde sadece yüzde 1 oranda 3D yazılım kullandığını, kendilerinin 2020 yılı sonuna kadar “Terran” ismini koydukları roketin yüzde 95’ini bu yöntemle üretmeyi hedeflediklerini söylüyor. Relativity Space’in Aeon roket motorunun başlangıç malzemesi nikel karşımı. Nikel yüksek ısıyla oluştan kalıplarla mümkün olmayan şekillere göre kesiyor. Bu işlem ortaya büyük bir parçanın çıkmasını sağlayabiliyor. Bu işlem geleneksel yollarla yüzlerce parçanın biraraya gelmesi, sayısız vida, cıvata gibi pek çok ekipman yardımı ve aylarca süren emek sayesinde ortaya çıkıyor. Tim Ellis, bir roketi üretmenin ortalama 12-18 ay alacağını belirterek, ham maddeyle bu işi yapmanınsa 60 günü ancak bulacağını söylüyor. Aeon roket motoru NASA’nın Mississippi’deki tesisinde yaklaşık 100 kez test edilmiş. Bu testlerde başarılı olan 10 Aeon motoru, Terran roketlerine takılacak. Terran roketleri de Space X’inki gibi tekrar kullanılabilecek. Tim Ellis Terran’ın, Space X’in Falcon 9 roketiyle maliyet bakımından yarışacağını söylüyor.
Uzay havacılığı sektörüne yeni bir bakış açısı getiren bu proje roket üretimindeki karmaşık süreci ortadan kaldırmakla birlikte, araçların güvenirliğini artıracağını belirterek, “Artık roketlerin üretimi yıllar değil, sadece günler alacak” iddiasında. Ona göre 3D yazıcı yöntemi, uzay havacılığının son 50 yıldır deneyimlediği temel problemleri ortadan kaldıracak nitelikte.
NASA’NIN MISSISSIPPI ÜSSÜNDE TEST
Relativity Space isimli start-up NASA’nın Mississippi kentindeki Stennis Uzay Merkezi’nde roket motorlarını test ediyor. Toplam 3 bin 700 metrekarelik alanda hem üretim, hem ofis alanını sahip olan Relativity Space’in 35 tam zamanlı çalışanı ve 14 danışmanı bulunuyor. Bu danışmanlardan biri, Elon Musk’in beşinci SpaceX çalışanı olarak işe alınan, uzay havacılığı mühendisi Tim Buzza. Buzza, son olarak Richard Branson’ın Virgin Orbit isimli roket programının başkan yardımcısıydı.
SIRRI YAPAY ZEKALI 3D YAZICIDA
Relativity Space projesinin başarısı dünyanın en büyük metal 3D yazıcısı olan Stargate‘e bağlı. Stargate herhangi bir 3D yazıcı değil. Sahip olduğu yazılım, kameralar ve sensörlerle biraraya gelince ortaya kendi işini görebilen, hataları görebilen ve baskıyı daha hızlıyı gerçekleştirmeyi kendisine öğreten bir yazıcı çıkmış.
Tridi Kurucu Ortağı Çınar Topaloğlu:
Aslında 3 boyutlu yazıcıları uzay ve havacılık uygulamalarında yıllardır kullanıyoruz. Bir roketin neredeyse tamamını yazıcıdan çıkarma fikri ise, beni gerçekten heyecanlandırıyor. Bu üretim mümkün mü? Elbette. 3D baskı teknolojisi, dizayn limitleri olmadan kompleks yapıları oluşturmamıza yarayan, oldukça kapsamlı bir yöntem. Doğru malzeme kullanıldığı sürece her uygulamada faydalanılabilir. 3D yazıcılar, tamamen otomasyona uygun olması, kişiselleştirmeyi mümkün kılması ve üretimi masaüstüne indirgemesi özellikleri sebebiyle gelecekte kuşkusuz ki en çok kullandığımız imalat yöntemi olarak şekillenecekler. Uzayda 3D yazıcı kullanımının ve şimdiden roketlerin bu teknolojiyle üretilmesinin, bahsettiğim geleceğin ne kadar hızlı geldiğinin oldukça havalı bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.

OO-Kuma Kurucu Ortağı Arda Kocaman:
3D üretim teknolojisi, sadece hammadde taşıyarak, hedef lokasyonda yerel üretim yapma imkânı sunduğu için kolonizasyon çalışmalarında ufuk açıyor. Bir astronotun kullanacağı ekipmanların tamamını fiziksel olarak taşımak yerine, astronot ihtiyaç duyduğunda üreterek kullanması ile taşınacak malzeme miktarının ve kaplayacağı yerin azalması sonucu, uzay yolculuğu gibi yakıtın çok önemli olduğu bir alanda hayati bir fark ortaya koyuyor. Mars gibi uzak lokasyonların kolonizasyonu için en verimli planlama 3D üretim cihazlarının sevki ve sonrasında sadece hammadde sevki ile gerçekleşecektir. Havacılık alanında ve roket özelinde pek çok uygulamalar 3D üretim ile mümkün ve bu teknoloji kendisini ispat etmiş durumda. OO-Kuma da sertifikalı malzemelerle bu alanda hizmet veriyor. İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki bazı firmalar bizden KATANA yazıcı satın alarak 3 metre boyunda roketler üretti ve yurtdışındaki yarışmalarda dereceler aldı.
Biz ve yurtdışındaki birkaç firma da bu yaklaşım ile metal üretim teknolojisinde farklı bir perspektif ile çalışıyor. Enerji kaynaklı yerel sinterleme yöntemlerinin aksine, iki kademeli sinter esasına dayanan, tekrarlanabilirliği yüksek sistemler üzerinde yoğunlaşıyoruz. Hali hazırda yapılan uzay ve roket çalışmaları başta olmak üzere tüm uygulayıcıların doğrudan adapte edebileceği ve teknolojinin etkisinin daha hızlı hissedilebileceğini öngörüyoruz. Diğer bir deyişle şu an ki çalışmalar oldukça nefes kesici olmakla birlikte 5-10 sene içerisinde uzay çağının şanına yakışır uygulamaları daha sık görüyor olacağız.