Genel

“Yeni iş alanları ile yeni iş fırsatları oluşacak”

ArVis Türkiye’de yapay zekanın görüntü işleme ve biyometri alanlarındaki en eski ve üretken girişimlerinden biri olarak, Üretken Yapay Zeka furyasıyla birlikte bu alanda da ürünler geliştirip eğitimler veren ilk girişim oldu. Üstelik bu eğitimler dijital sanat üzerine…

ArVis CEo’su Gülhan Ertürk Akgül, Üretken Yapay Zeka’nın önümüzdeki süreçte rutin ve tekrarlayıcı işlerin otomasyonuyla birlikte, bazı mesleklerin yerini daha yaratıcı ve analitik becerilere dayalı işlere dönüşeceğini, mesleklerin bazılarının kaybolup bazılarının dönüşebileceğini söylüyor. Akgül şöyle devam ediyor: “Aslında bu da kötü bir dönüşüm değil bence. Çünkü yeni iş alanları ile yeni fırsatlar oluşacak. Bu da zaman içinde yapay zeka ile ilgili temel yetkinliklerin arttırılması, eğitim, bilgi ve becerilerin geliştirilmesi ve problem çözme becerilerini geliştirmeyi artıracak. Bilgi ve beceri yoğun kişiler daha fazla talep görebilecek. Meslekler değişince, otomasyonlar artınca iş ortamları da değişecek. Esnek çalışma modelleri, sosyal ortam değişikliği, ekonomik değişiklikler ile çalışma ortamı, iş ve aile hayatı da değişecek. 

Ülkemizde, bu değişikliklere uyum sağlamak için eğitim sisteminin güncellenmesi, girişimciliğin teşvik edilmesi ve teknoloji alanında yeteneklerin geliştirilmesi önemli. Ayrıca kamu, girişimcilik, sanayi, meslek odaları, üniversiteler, STK’lar işbirliği ile yapay zeka alanında dönüşüme ve değişime karşı hazırlıklı olmalı ve erken benimseyip sürece adapte olmalı.” 

Bu amaçla ekim ayında Yeni Dünya konseptli bir zirveye katılarak “Yeni Dünya’da Üretken Yapay Zeka ve Sanat” başlığında yaptıkları bir sosyal sorumluluk projesinde Üretken Yapay Zeka’nın kullanım alanlarını ve yeni dünyadaki karşılığını anlattıklarını belirten Aygül şöyle konuşuyor: “Bence, Yeni Dünya’da en önemli konu eğitim, bilgi, beceri ve yeteneklerin geliştirilmesi. İlkokuldan üniversite mezuniyetine kadar ve tüm öğrencilere,  aynı zamanda ne işte ne eğitimde olan genç nesile, yapay zekanın kullanıma gireceği ve fayda sağlayabileceği birçok alandaki beyaz ve mavi yakalı profesyonele, çalışmak isteyenlere teknoloji alanında eğitimler vererek erken dönemde hazırlanmalarını sağlamak, hayatın içindeki gerçek problemlerin akademik dünya ile edinilen bilgi ve beceri ile çözümüne odaklanmak, çeşitli eğitim ve staj programları, yarışmalar, sertifikasyon programları ile genç neslin ve profesyonellerin bu alanlarda yeteneklerini geliştirmelerine olanak sağlamak önemli.

Biz eğitim ve uygulamalı problem çözme konusuna çok önem veriyoruz. Son 3 yıldır ArVis DeepTech/AI adını verdiğimiz üniversite öğrencilerine yönelik ve zorunlu stajlarını karşılayabilen bir uygulamalı staj programı ile hem gerçek hayat problemlerini çözmelerine odaklanıyoruz. Stajyerlerimize akademik, sektörel, sosyal ve kişisel becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimler vererek onların gelişimlerini sağlıyoruz. Problemleri yapay zeka teknolojileri kullanarak çözebilmeleri için eğitimler, mentörlükler ile destek oluyoruz. Eğitim sonunda düzenlediğimiz ArVis Yapay Zeka Demo Day Etkinliği ile stajyerlerimiz sunum yaparak öğrendiklerini sunuyor. Bu yıl 40 üniversitenin 24 bölümden gelen mühendislik öğrencisi 73 kişilik DeepTech/AI Staj programımızda yüzyüze 6 hafta birlikte çalışarak 10 tane Yapay Zeka Proje Grubu oluşturduk. Yapay zeka ile gerçek hayattaki problemlerin çözülmesi, uygulama, yöntem veya ürün geliştirilmesi, çıktı üretilebilmesi, hayatı kolaylaştırıcı etki sunması gibi yetilerin oluşması, böylece hayata hazırlanmada onlara destek olduk. İnanılmaz güzel sonuçlar ve kazanımlar elde ettiler.”

ArVis CEo’su Gülhan Ertürk Akgül

Türkiye’nin yapay zeka yarışında stratejisini nasıl kurması gerektiği konusunda da fikirlerini belirten Gülhan Ertürk Akgül, “Türkiye olarak, bir strateji planı ile Ar-Ge ve teknolojiye yatırım yaparak, yapay zeka ve diğer gelişen teknolojilere odaklanmalı. Tüm üniversiteler, araştırma merkezleri, teknoloji şirketleri, girişimler ve sanayi şirketleri arasında işbirliklerini teşvik edilmeli, açık veri kullanımı ile Ar-Ge faaliyetleri desteklenmeli, donanım bazlı ve yazılım bazlı sektörler desteklenmeli. Özellikle çip teknolojisi, görüntü işleme için gerekli güçlü donanımlar, bilgisayar, akıllı mobil cihazlar vb. gibi teknolojik yapılar, cihazları üretebilen altyapılar sağlanabilmeli.

O zaman ülke olarak büyük teknoloji devi şirketlerin ürettiklerini kullanan ve onların üzerinde yazılım geliştiren değil, aynı zamanda üretebilen ve kendi teknolojisini de geliştirebilen bir ülke olabilmeliyiz.

Yeni teknolojilerin geliştirilmesi için teknoloji girişimcileri desteklenmeli, bu alana girecek yeni girişimci adaylarına ve start-up ekosisteminine sürdürülebilir destekler, teşvikler verilmeli, geliştirilen ürünlerin kullanımına ve daha da iyi olmasına yönelik inovasyon merkezleri ve diğer katkılar ile ticarileşmesi ve dünya ülkeleri ve şirketleri ile yarışabilir hale getirilmesi sağlanmalı. 

Özellikle güçlü olduğumuz savunma sanayi, finans teknolojileri gibi alanlarda yapay zekayı da daha etkin kullanmalı ve diğer birçok sektöre örnek teşkil edecek programlar ile desteklenerek yarışa dahil edilmelidir.

Ülkemiz vatandaşlarının ve genç nüfusun bilgi, beceri, yetkinliği arttırabilmek için medya, sosyal medya ve diğer yayın kanalları aktif ve bilinçli kullanılmalı; konferans, seminer, inovasyon etkinlikleri, yarışmalar ile yapay zekayı bir korku alanı olarak değil, ‘Faydalı amaçla nasıl kullanabiliriz?’ sorusuna cevap arayabilecekleri bir yol haritası ortaya çıkarılıp ülkemiz vatandaşlarına bilinç kazandırılmalı.” 



Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close