Genel

Zeplin geri dönüyor

Balona benzeyen hava aracı zeplin, 1920’li yıllarda kitlelerin ve ağır kargoların kullanılması umuduyla geliştirilen oldukça havalı bir teknolojiydi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. 1937’de “Hindenburg kazası” olarak bilinen, zeplinin iniş sırasında yandığı olay sonrası bu teknolojiye bağlanan umutlar ve bu teknolojiyle ilgilenen mühendislerin emeği bir anda küle döndü. 1940’lı yıllardaysa ABD ve Avrupa bu taşıma ve ulaşım yöntemini uzun süre rafa kaldırdı. Fantazi kitaplarındaki çizimleriyle zihnimize yer edinen bu araç, teknolojinin ilerlemesiyle yeniden hayatımıza girecek gibi görünüyor.
İngiliz yayın kuruluşu BBC, bu aracı tekrar gündeme getirerek İngiliz Hybrid Air Vehicles (HAV) tarafından geliştirilen Airlander isimli yeni teknoloji hava gemisinin Kuzey Kutbu’na seyahat edeceğini duyurdu. Tek bir farkla; bu kez bu gemide kaşifler değil, turistler olacak. Hem de kişi başına 80 bin dolar ödeyerek.
BBC’ye göre Airlander, rakiplerinden daha fazla kargo taşımak ve daha hızlı gitmek üzere tasarlanmış. Ticari uçaklardan çok daha farklı bir tasarıma sahip. Ortasındaki cam zeminin üzerinde James Bond filmlerinde olduğu gibi, zengin müşterilerine hizmet etmek üzere bir kafe-bar bulunuyor. Ayrıca yere inişinde geniş bir kabin ekibine veya hangara ihtiyaç duymuyor.

Airlander

Diğer yandan İngiliz hükümetinin Airlander gibi hibrit cihazların gaz salımını engellemek için HAV‘a 1 milyon Sterlin verdiği ve elektrikli roketleme sistemine geçilmesini istediği belirtiliyor.
HAV, bir küçük bir de büyük iki hava gemisi modeli tasarlamış. Airlander 10, yolcu taşıyabilecek daha küçük bir hava gemisi. Airlander 50 ise ağır yükler taşımak üzere henüz tasarlanmış bir model.

ÇİN LİDER OLMAK İSTİYOR

Airlander, Kuzey Kutbu seferlerini başlatmış olabilir ama yeniden canlanacak yeni nesil “zeplin taşımacılığında” yalnız değil. Fransız Flying Whales tarafından geliştirilen zeplinin üretimine 2022 yılında başlanması bekleniyor. İlk kez havalanacağı yerse Çin’in merkezindeki endüstri kendi Jingmen olacak. On yıl içinde dünyanın çeşitli yerlerinde 150 kadar olmaları beklenen bu zeplinler, Flying Whales ve Çin’in resmi Havacılık Endüstrisi Uçak Şirketi (CAIGA) işbirliğiyle inşa edilecek. Bir A380 veya Boeing 737 uzunluğunda, yani 150 metre kadar olacak bu toplu taşıma aracının 12 katlı bina yüksekliğinde olması planlanıyor.
Gözünüzü korkutmak gibi olmasın. Bu hava gemilerinin temel aracı kargo taşımak olacak. Gelişen teknolojiyle birlikte hibrit-elektrikle çalışan, karbon-emisyonu ilk örneklerinden çok daha düşük olacak bu uçan gemiler, altyapısı yeterli olmayan, ticari hava araçlarının ulaşması güç, pahalı ve riskli olan yerlere ulaşmak itin kullanılacak.
Flying Whales ve CAIGA‘nın ilişkisi 2012 yılına dayanıyor. Fransa kestiği ağaçları taşımak için yollar aramış, ancak otoyol ve uçak pisti yapmanın çok pahalı olduğunu hesaplayarak zeplinin doğru seçim olduğuna karar vermiş. Flying Whales tam 60 tonluk kargo taşıyabilen helyum gazla şişirilmiş LCA60T isimli zeplini tasarlamış ve şu anda yaklaşık dörtte biri CAIGA‘nın olan 250 milyon dolarlık bir şirket haline gelmiş.
Pek çok sektörde olduğu gibi, bu sektörde de Çin’in hem bu aracı en çok satın alan hem de üreten ülke olması bekleniyor. Çin’in Asya ve Afrika’da uçak ve yol bulunmayan bölgelere yük taşıma amacına uygun bir taşıma aracı olan hava gemileri, bu kıtalara jeneratör, batarya, güneş paneli ve prefabrik bina malzemeleri rahatlıkla taşıyabilir.

Lockheed Martin

Bu yeni taşımacılık alanına ABD’den de bir marka katılmayı plannıyor: Lockheed Martin. Dört yıl önceki Paris Hava Fuarı‘nda Airlander 10‘a benzeyen LMH-1 isimli konseptini tanıtan Lockheed Martin‘in Kaliforniya‘daki fabrikasında ilk prototipini geliştirmekle meşgul olduğu biliniyor.

Hidrojen değil, hilyum

Hava gemileri ülke ekonomilerine ve çevreye nasıl katkılarda bulunabilir? Bu araçların artı ve eksilerini ortaya koyacak olursak, öncelikli olarak 1937 yılında kaza yapan Zeplin LZ 129 Hindenburg‘da olduğu gibi, bu gemide hidrojen değil, çok daha güvenli bir gaz olan hilyum kullanılıyor. Ancak bu gazın pahalı olduğunu söylemek mümkün. Uçaklardan veya helikopterlerden çok daha yavaş ve düşük irtifada uçuyorlar. Bu araç, rüzgar ve kötü hava koşullarından ticari uçaklara nazaran daha fazla etkileniyor. Öte yandan bu araçlardan ticari uçaklar gibi onlarca sipariş alınması mümkün değil. Bu da üretim teknolojisinin sınırlı kalacağı ve gelişemeyeceği anlamına gelebilir.

Alman hava gemisi Zeplin LZ 129 Hindenburg, ABD’nin New Jersey eyaletine bağlı Lakehurst‘a 6 Mayıs 1937 günü iniş yaparken alev almış, bu teknoloji bu kazadan sonra uzun süre rafa kaldırılmıştı.

1926’da İtalya yapımı, Norveç malı Norge ve ardından 1928’de yine İtalya yapımı İtalya isimli gemi, keşif amacıyla Kuzey Kutbu’na başarıyla iniş yaptı.

Tags
Show More

suleguner

Yapay zeka ve robotik konularında uzman, İstanbul merkezli gazeteciyim. Sadece bu iki alanda yazan tek Türk gazeteci-yazarım. Aralarında Türkiye’nin en çok satan ekonomi dergisi ve bir İngilizce gazetenin de bulunduğu Türk medyasına ait yayınlara yazıyorum. Türkiye'nin kamuoyuna açık ilk yapay zeka ve robotik anketini 2018'de gerçekleştirerek, insanların bu iki kavrama nasıl baktığını inceledim. Detaylarını site de bulabileceğiniz "beyaz yakalı ve lisans-yüksek lisans üstü öğrencilerden" oluşan iki grupla yaptığımız anket sonuçlarında öne çıkan iki veriyi aktarmam gerekirse, yapay zeka öğrencileri çalışanlardan daha çok korkuyor. Beyaz yakalılar ise robotlardan gençlere göre daha az korkuyor. Türkiye genelinde yapılan ankete göre yapay zekanın hayatımıza giderek daha çok dahil olması veya robotların iş ve özel hayatımızda yer almaya başlaması genel anlamda bizi endişelendirmiyor. Ankete katılımcıların "İnsan zekası mı, yapay zeka mı?" sorusuna cevabıysa, "insan zekası" şeklinde olmuş. Kamuoyu araştırmalarıma her yıl devam ederek Türk halkının teknolojiyle olan ilişkisinin nabzını ölçmeyi amaçlıyorum. Teknolojiden korkulmaması gerektiğini, insanın yararına ve doğru bir şekilde kullanıldığında hayata önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Ayrıca teknolojiyle birlikte değişen hayatı iyi anlamamız gerektiğini, hayatımızdaki değişiklikleri iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir gazeteci-yazar olarak teknolojinin insan hayatı için çizdiği vizyonu anlatmaya, konuşmalarımda insanları yakında nasıl bir dünyanın beklediğine ilişkin bir resim çizmeye çalışıyorum. Gazetecilik kariyerimde yönümü teknolojiye çevirmeden önce bazı Türk basın yayın kuruluşlarının yanısıra, ANSA İtalyan Haber Ajansı'nın Türkiye muhabirliği görevlerinde bulundum. Kariyerim boyunca pek çok ülkeyi gezerek sosyal ve teknoloji içerikli yazılar yazdım. Bu ülkeler içinde aklıma en çok yer eden Ekvador, Küba, Sudan ve Güney Kore oldu. İngilizcenin dışında İtalyancayı profesyonel iş yaşamımda kullanabiliyorum. Fitness ile ilgileniyorum ve bir sağlıklı yaşam bloğum var. Aynı zamanda amatör bir DJ’im.

Benzer İçerikler

Close
Close